Gökhan Zan sosyal medyada yaptığı açıklamada; "Sevgili halkım. Sizlerle bu yola çıkarken asla pes etmeyeceğimi, mücadeleden vazgeçmeyeceğimi, yolumuza engeller çıkarsalar da geri adım atmayacağımı söylemiştim. Halkımızın kaynaklarını ve tercihlerini sömürerek kurdukları saltanatı sürdürmek isteyenler, adaylığımızdan ilk günden beri rahatsız oldular. Tehditlerine ve şantajlarına boyun eğmediğimde de bu sefer en iyi bildikleri FETÖ'cü yöntemlere, montajlara sarıldılar. Ama bu sefer sert kayaya çarptılar ve desteğini her zaman yanımda hissettiğim siz değerli hemşerilerimin mücadele azmine ve kararlılığına yenik düşecekler. Yoluma ve adaylığıma halkımla birlikte daha azimli ve güçlü bir şekilde devam edeceğim. Karanlık odaklara, kiralık çetelere ve satılık kalemlere inat güzel günler göreceğiz. Uğradığım tehdit ve şantajlar hakkında yaptığım suç duyurusu sonrası basın açıklamamı saygıyla paylaşıyorum" ifadelerini kullandı. 

Gökhan Zan sosyal medyada paylaştığı yazı sonrası bir video paylaştı. 

Yardımcısı Semih Yalçın açıkladı! Bahçeli'nin videosu Erdoğan'a gönderme mi? Yardımcısı Semih Yalçın açıkladı! Bahçeli'nin videosu Erdoğan'a gönderme mi?

Gökhan Zan, adaylığına ilişkin yayınladığı videoda şunları söyledi:

"Az önce sayın savcımızın yanına çıktım. Gereken açıklamaları ilettim. Son bir haftadır maalesef yoğun bir tehdit ve şantajla karşı karşıya kaldım. Daha önce adaylıktan çekilmem için Lütfü Savaş adına bana geldiklerini söyleyen ve beni, bana ve aileme zarar vermekle tehdit edip, çekilmezsem bana sahte kayıtlarla itibar suikastı yapacağını söyleyenlerin şantajına maruz kaldım.

Ama bu tehdit ve şantajlara boyun eğmedim. Bir daha gelirlerse haklarında suç duyurusunda bulunacağımı söyleyip kovdum. Durumu parti genel merkezimle ve genel başkanımla paylaşmıştım. Partim bu tür şantajların kesilmeyeceğini, boyun eğmemem gerektiğini ve yanımda durduklarını söyledi. Ancak dün itibarıyla az önce haklarında suç duyurusunda bulunduğum şahıslar bana sahte bir kayıtla şantaj yapıp adaylıktan çekilmemi, çekilmezsem daha önce söyledikleri gibi aileme ve bana zarar vermek, basın yoluyla bana itibar suikasti yapacakları tehdidinde bulundular. Ben de bugün adliyeye gelip suç duyurusunda bulundum. Bu yola çıkarken tek hedefim vardı. 'Depremle yıkılmış şehrimizin, iktidardaki AKP ve yereldeki AKP eskilerinin insafına bırakılmaması. Depremde yalnız bırakılan insanlarımızın yaralarını sarmak, dertlerine derman olmaktı. 'Ceketimi assam kazanırım' deyip hem depremde hem sonrasında halkımızı yalnız bırakan ve seçeneksizliğe mahkum eden ayrımcı zihniyete karşı bir alternatif olmaktı. Halkımızın ve hemşerilerimizin çantada keklik olmadığını, iradelerine ipotek konulamayacağını göstermek, Hatay halkının helal ve temiz oylarıyla seçilen Can Atalay'ı vekillikten düşürseler bile, asıl iktidarın halkın gönlünde, aklında ve direniş iradesinde yattığını gösterip, Can Atalay'ı ve tüm arkadaşlarımızın mücadelesini selamlamak, CHP'de 'Adam mı var?' diye halkımızı aşağılayan, zehirli dile karşılık Hatay'ın her evladı Hataylıları temsil edecek yetkinliğe sahiptir' iddiasını ortaya koymaktı.

Hedefimden ve mücadelemden bir milim sapmış değilim. FETÖ'cü yöntemleri, kirli siyasetinin merkezine oturtmuş olan genel ve yerel iktidarın el ele verip anlaştığı tek konu, Hataylılara düşmanlık ve Hataylıların iradesini manipüle etmektir. İktidar, 'Belediyeyi bize vermezseniz Hatay'a hizmet gelmez' derken Lütfü Savaş'ın ekmeğine yağ sürer, Lütfü Savaş da 'İlçelerde AKP'ye, büyükşehirde bana oy verin' diyerek iktidarın ekmeğine yağ sürer. Bizler de diyoruz ki Hataylılar, AKP'den de AKP artıklarından da büyüktür. 1 Nisan sabahında Hatay alternatifsiz olmadığını, kendi belediyesini kendisinin yöneteceğini tüm ülkeye gösterecektir. Durmadan çalışmaya, sokaklarda, caddelerde, köylerde, tarlalarda, fabrikalarda kadınlarla, gençlerle, büyüklerimizle, yaşlılarımızla, çocuklarımızla el ele, omuz omuza aydınlık yarınlar için yürümeye devam edeceğim. Özgürlüğün adresi olarak gösterilen sosyal medyadan bile bugün videolarımı kaldırıp engel olmaya çalışanlara sesleniyorum. Hadi gelin gücünüz yetiyorsa, kısın sesimi. Dönen dönsün, ben dönmezem yolumdan. Yarın sabahtan itibaren daha kararlı, dirençli, güçlü bir şekilde hemşerilerimizle birlikte yürümeye ve onların sesi olmaya devam edeceğim. Yoluma daha güçlü bir şekilde halkımızla beraber el ele, gönül gönüle devam edeceğim."