Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, HaberTürk’te yayınlanan bir programda, bir milletvekilinin, tank palet fabrikasının satışıyla alakalı “Ordu satıldı!” sözleri üzerine RTÜK tarafından HaberTürk’e verilen cezayı tartışıyor. Hiç olmaması gereken şekilde, uygun olmayan zeminde siyasi iradeden bağımsız olarak iş gören RTÜK'ün bu pervasızca tutumunun getirdiği gerginliğe bakın. Halbuki, millet vekillerinin kürsü bağımsızlıkları vardır. Bu, şu demektir. Milletvekilleri, milletten aldığı yetkiyle söz söyler. Adı anılan milletvekili, aynı sözleri mecliste söyleseydi meclisi mi kapatacaktınız? Böyle abuk sabuk karar alınır mı? Memur statüsündeki insanların, bu derece pervasız davranması kime yarar sağlıyor? Cumhurbaşkanı’nın hukukta reform yapacağız sözlerinin arkasından kamuoyunun, tam da normalleşme umutlarının oluşmaya başladığı günlerde böylesine bir pervasızlık hoş görülebilir mi?

Bundan önce Haber Hergün’de yayımlanan yazımın başlığı “Cumhur İttifakının Geleceği” idi. Yazımda özellikle, devletin yönetilmesinin en büyük ayağı olan bürokratların ve yine siyaset unsurlarının özellikle il, ilçe başkan ve yönetim kurullarında bulunan insanların genel merkezlerini, dolayısıyla Cumhur ittifakını zora sokacak tavırlar sergilediğini vurgulamıştım. Somut örnek olması açısından, bu sıralar çok da gündemde olmayan Yalova Belediyesi'ndeki görevden alma olaylarına hep beraber bakalım.

Yalova Belediyesi'ndeki muhasebe elemanı bir gün aniden ortadan kayboluyor. Muhasebe elemanının ortadan kaybolması üzerine hem belediye yönetimi, hem de diğer muhasebe elemanının 'hesaplarda tutarsızlık var' ikazı üzerine inceleme başlatıyor ve bakanlıktan müfettiş talep ediyor. Bu işlemler yürürken muhasebeci yakalanıyor. Belediye müteahhitine usulsüz ödemeler yaptığı, bu yapılan ödemelerin talimatlarının da daksille tahribat yapıldığı da belirleniyor. Bu arada usulsüz ödeme alan müteahhitte göz altına alınıyor. Gariplikler tam burada başlıyor.

Haksız ödeme aldığı iddiasıyla göz altına alınan müteahhit B.B. AK Parti İl Başkanının evinde göz altına alınıyor. Göz altının olduğu gece ve göz altı sürecinde AK Parti il başkanı defalarca Organize Şube’ye girip çıkıyor. Ne gariptir ki göz altı süresi bittikten sonra, savcılık sorgusu ve mahkemenin tutukluluk talebiyle ceza evine gönderilen B.B. ceza evine sevki, AK Parti Merkez İlçe Başkanının arabasıyla, merkez ilçe başkanının refakatiyle oluyor. Gariplikler burada da bitmiyor. Belediyede istismarın soruşturulmasını talep eden ve müfettiş isteyen belediye başkan yardımcısı H.G. de tutuklanıyor. Bu arada müteahhit B.B. ye ödemeler, B.B. nin talebiyle, B.B. nin verdiği isimlere yapılıyor. Ödeme yapılan isimler de tutuklanıyor.

Sonuçta göz altına alınan kişilerin nerdeyse tamamı ya AK Parti üyesi ya da sempatizanı olduğu ortaya çıkıyor. Dosya tamamlanıyor. Parayı çalan müteahhit ve muhasebeci hakkında dava açılıyor. Bu istismarı organize eden müteahhittin, zaman zaman ticaret yaptığı kişinin de Yalova AK Parti İl Başkanı olduğunu bütün Yalova biliyor.

Belediye başkanı ve yardımcısıyla ilgili herhangi istismar delili bulunamıyor. Tam aksine, parayı çalan muhasebeci, işlemlerinin ortaya çıkacağını fark edince, muhasebedeki çalışma arkadaşlarına ısrarla Belediye başkanı yardımcısı H.G. nin kulağına gitmesin diye para teklif ediyor ve baskı yapıyor. Burada ve sonrasında gariplikler bitmiyor. H.G. nin avukatlarının tüm taleplerine rağmen MASAK raporları bir türlü mahkemeye gelmiyor, tüm bu işler de milletin gözü önünde oluyor.

Söylemek istediğim şu. Aklı yetmeyen bürokratlarla, boyunlarına kadar pisliğe batmış alt kademe siyasetçilerle, bugün Türkiye’nin koyduğu hedeflerine varamazsınız. Cumhur ittifakını yarınlara taşıyamazsınız. Devlet, her gün milletin kucağına şehitler teslim ederken, bu millet aşağıda dönen istismarlara müsaade etmeyeceğini göremiyorsunuz.

Bundan sonra, Yalova’da 27 yıldır bitmeyen yol, taş ocaklarında dönen istismarlar, organize sanayi bölgesindeki hem engellemeleri hem de döndürülen alçak ayak oyunlarını yazmaya devam edeceğiz.