Yaşadığım çevrede beni itici bulan insan sayısı, her fikir beyanımdan sonra bir tık daha artar. Kendince haklı sebepleri olan bir kadınım ve bir toplumda insanın kendisini ifade etme noktasında başarı gösterebilmesini muasır medeniyetler seviyesine yükselmesinin başlangıcı olduğuna inanıyorum. Sanırım tam da bu noktada başlıyor sorun.

   Gündelik hayatımızda, insanın insanı eleştirmesinin fikri olarak değil de fiziki olarak hak olduğunu düşünen tuhaf bir toplumsal yapımız var. Son zamanlarda sık sık duyduğum ve bir yerden sonra müdahil olduğum diyaloglardan biri aşağıda. Zaten başka konumuz yok (!) Geneli böyle gelişiyor ve çıkardığım sonuç "cehennemde yalnız yanacağım."

Geçtiğimiz günlerde iki arkadaşımla ettiğimiz sohbet ise bu yalnızlığın ispatı.

Buyrun.

Bayan x : Geçenlerde bir erkek ve bir kız gördüm, yayılmışlar çimlere ay nasıl cilveleşiyorlar. Kız nasıl kahkaha atıyor.

+ Eeee ne var bunda ?

Bayan x : Asıl bomba bu zaten, kız kapalı.

Bay x : O gün bizim Ahmet'le Selda'da görmüş öyle bir çift. Öpüşüyorlarmış inanabiliyor musun ?

- Öpüşmek kısmına mı ?

-Bay x : Yok yaa, abartma. O kadar da dar görüşlü değiliz. O kız da başörtülüymüş.

- Cidden merak ettiğim başka bir şey var benim aslında. Benim inanmadığım bu.

Bayan x : Nedir o ?

- Başörtülü kadınların bölünerek çoğaldıklarını sanan bir yığın insan var.

Bay x : Ya dalga geçme Allah aşkına. Sen çimlere yayılıp bir erkekle öpüşür müsün ? Yada kahkaha atarak oturur musun ? İbadet de gizli kabahat de.

- İyi de, benim bir erkekle çimlerde öpüşmeme engel olan başörtüm değil ki.(o zamanlar başörtülüydüm) Ben genel anlamda bunu çok etik bulmuyorum. Yani buna kişisel tercih deniyor. Ama bu, günün birinde birine aşık olup o adama bir sebepten sokak ortasında sarılıp öpmeyeceğim anlamına gelmez. Bu bir kabahatse kabahatler kanunu kılık kıyafete göre mi işliyor ?

Bay ve bayan x : ........

- Sizi bilmem ama ben tüm başörtülü insanların cennete gideceğine inanmadığım gibi tüm başı açık kadınların da cehenneme gideceğine inanmıyorum.

Bayan x : Tabi canım, başımız açık ama bizde Müslümanız.

- O zaman senin başörtülü bir kadına yüklediğin tüm sorumluluklar aslında senin için de geçerli değil mi ?

Bayan x : Ama benim başım açık, sonuçta başörtüsü bir sembol. Ona göre davranmak lazım.

- Neyin sembolü ?

Bayan x : İslamın sembolü.

- Nerede yazıyor ?

Bay x: Kur'an'da .

- Hangi ayet ?

Bayan x : Anlamadım.

- Kur'an'ın diyorum, hangi ayetinde, başını örten ve örtmeyen müslüman kadınların nasıl davranacakları ayrı ayrı tarif edilmiş ?

Bay x : Akıl var mantık var yani.

- Sizin mantığınıza göre, Müslüman olmayan insanlarda kesinlikle cennete giremeyecek zaten.

Bay x : Tabi ki giremeyecek.

- O zaman aynı Allah'a inanmıyoruz. Ve sizin Allah'ınız hiç adil değil.

Bayan x : Tövbe tövbe. Kızım sapıttın mı sen ? Ayetler var, hadisler var, hocalar var. Tabi ki İslam dini gelmeden önce yaşayan insanlar hariç.

- Biliyor musunuz, benim annem her çamaşır yıkamada "Allah'ım, sen bu çamaşır makinasını yapan adama cehennem yüzü gösterme " diye dua eder. Çamaşır makinasının icadının temeli 18. Yy o temeli atan adamda sonra ki yıllarda geliştirenler de Müslüman değildi. Elhamdülillah müslüman olan ülkemizde üretime geçme tarihi ise 1959. Türk kadını 1950 de haberdar olmuş ve çenesiyle getirtmiş bir nevi. Şimdi çamaşır makinasını icat eden ve geliştiren adamlar dinlerinden ötürü cehenneme girecek ama Arçelik ve Profilo'nun sahipleri İslam kadrosundan cennetle şereflenecek öyle mi ? Yada organ naklini bulan adam müslüman olmadığı için cehennemde yanacak ama nakil yaptıran bir müslüman cennete girecek öyle mi ? ( Organ bağışının günah olduğunu savunan kesimi hiç saymıyorum. Onlar hakkında çok daha farklı bir muamele bekliyorum Tanrı'dan)

Bay ve bayan x : ........

- Benim inandığım Allah,( ki Tanrı diyince de kızdığınız) adildir. Annem ve evlatları organ nakli sayesinde hayata tutunan annelerin dualarına kesinlikle cevap verecektir.

Bay x : Ama sen olayı çok farklı boyuta taşıdın.

- Haklısınız, konumuz öpüşmekti. Evet ne diyordum. Arkadaşlar ben bir kadınım, başörtülü yahut değil hiç farketmez. Sadece kadınım ve Hz. Meryem'in kesinlikle devamı değilim. Bölünerek değil her kadın gibi sevişerek üredim. Öpüşmek insani bir eylemdir ve kimin nerede yapacağı konusunda karar verme mekanizması kişinin özgür iradesine bağlıdır. İki insanı öpüşürken görürsem, kılık kıyafet ayrımı yapmadan oturup izlerim. Haberiniz olsun. Nihayetinde merak, kadının fıtratında var. 

Rabia Çelik