Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey, 1884 yılında Beyrut’ta doğdu. Antalya ve İzmir liselerinde okudu. Mülkiye’den pekiyi derece ile mezun oldu. 1908 yılında Beyrut Vilayeti Maiyet Memurluğuna dahil oldu.

Babası, Sirkeci Gümrüğü Yolcu Salonu Müdürü Arif Bey’dir. Arif Bey, aslen Yenişehir Teselya eşrafındandır.

Kemal Bey, 1909 yılında 12 Adalar Valiliği (Cezair-i Bahri Sefid) maiyet memurluğunda stajını bitirip kaymakam oldu. Aynı dönemde bir yıl Rodos İdadisi'nde Türkçe ve Sosyal Bilimler öğretmenliği yaptı. 18 Aralık 1911’de asıl mesleğine dönerek sırasıyla Doyran, 1912’de Gebze, 1913’de Karamürsel ve 1915’de Boğazlıyan Kaymakamı oldu.

Kemal Bey, 20 Ağustos 1915-9 Ekim 1915 tarihleri arasında Yozgat Sancağı Mutasarrıfı Vekilliğinde bulundu. Nisan 1916'da Batraski–Şam Kazası Kaymakamlığına, 26 Ekim 1916 İzmit Sancağı Muhacirin Müdürlüğüne atandı.

Otobüsün içinde tuvaletini yaptı, yaka paça dışarı atıldı! Otobüsün içinde tuvaletini yaptı, yaka paça dışarı atıldı!

  I. Dünya Savaşı'nda Rus hükûmeti ile ilişkili Ermeni ahaliden kurulu çeteler Türk nüfusa karşı saldırı ve katliamlar yaptılar. İktidardaki İttihat ve Terakki Fırkası, ilçede bulunan tüm Ermenilerin Suriye'ye sevk edilmesini mülkî amir olarak Kaymakam Kemal Bey'e emretti. Kemal Bey de bu kararı uyguladı. Osmanlı Devleti'nin savaşta yenilmesinden sonra İttihat ve Terakki Fırkası dağıldı ve Hürriyet ve İtilaf Fırkası iktidara geldi. Yeni hükûmet İttihat ve Terakki Fırkası ile bağlantılı bürokratları görevden alıp yerlerinde kendine yakın bürokratları getirdi. Kaymakam Kemal Bey tehcir sırasında Ermeni ahalinin ölümünden sorumlu tutularak yargılandı. Suçlanmasının işgalci devletlerin baskısıyla olduğu iddia edilmiştir. Kurulan Âliye Divan-ı Harb-i Örfi 'de, "kış gününde vatandaşları can ve mal kaybına uğrattığı, ayaklarına süngüler bağlayarak ölüme terk ettiği" iddialarıyla suçlandı. O ise, "Ben aldığım emri yerine getirdim. Sürgün edilenlere insanî şekilde davrandım. Süngü bağlamadım. Vicdan azabı duymuyorum. Kimsenin ölümü için emir vermedim." diyerek suçlamalara karşı çıktı. Yargılama sonucunda, mahkeme idamına karar verdi.

Dönemin padişahı Vahdettin idam kararını ülkede olaylar çıkabileceğini gerekçe göstererek onaylamaz ve dönemin şeyhülislamından fetva ister. Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi'nin verdiği fetva ile infaz, 10 Nisan 1919'da İstanbul Beyazıt Meydanı'nda gerçekleştirilir.

Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey böyle bir tertibin kurbanı olarak, vatan haini Nemrut Mustafa Paşa’nın başkanlığındaki Harp Divanı'nda yargılandı.

 "Sevgili vatandaşlarım! ben bir Türk me'muruyum. Aldığım emri yerine getirdim. Vazîfemi yaptığıma vicdânım emîndir. Sizlere yemîn ederim ki ben mâsumum, son sözüm bugün de budur, yarın da budur. Ecnebî devletlere yaranmak için beni asıyorlar. eğer adâlet buna diyorlarsa, kahrolsun böyle adâlet."  sözleriyle kendisini defalarca anlatmış ama muvaffak olamamıştır. 

Kemal Bey, hiç bir inandırıcılığı olmayan bu düzmece mahkemenin usulsüz kararıyla 10 Nisan 1919 tarihinde akşam üstü saat: 17.20’de Beyazıt Meydanı’nda idam edildi.

14 Ekim 1922 tarihinde ise, Bakanlar Kurulu Kararıyla ’Milli Şehit’ ilan edildi.