Nasrettin Hoca bir gün mezarlıkta gezinirken
ayağı kayar ve eski çökmüş bir mezarın içine düşer.
Hoca ''Acaba şuraya bir uzansam sorgu
melekleri gelir mi?''diye düşünür.
Mezara uzanır,
gözlerini kapar ve hayale dalar..
Uzaktan uzağa çan sesleri duyulur. Sesler gittikçe yaklaşır.
Hoca ;
“Eyvah !! ters zamanda meraka kapıldım,
kıyamet kopuyor galiba...
Dünya ne durumda''diye davranıp ayağa kalkar.
O sırada fincan yüklü katırlar
mezarın başına gelir.
Hoca birden kalkınca ürkerler
ve çifte atmaya, oraya buraya koşmaya başlarlar..
Tabi üzerlerindeki yükler dökülür ve fincanlar da kırılır.
Katırcıların yakaladığı hoca ;
“ Ben ahiret ehlindenim dünyayı seyre çıkmıştım''der.
Katırcılar; ''Biz sana dünyanın kaç bucak
olduğunu gösteririz “ diyerek hocayı iyice bir döverler.
Geç vakit evine dönen hocaya karısı sorar:
- ''Hoca efendi ne oldu ? “
Hoca:
- ''Öbür dünyadan geliyorum.''
Karısı:
- ''Ne var ne yok öbür dünyada?''
Hoca:
- ''FİNCANCI KATIRLARINI ürkütmezsen bir şey yok. “.. 
Sevgili dostlarım..!
Birileri zaten battıkları pislik
yüzünden her kelamdan,
her tıkırtıdan ürker olmuşlar..
Hayat kısa, fırıldaklığı çok..
KATIR için de,
KATIRCI için de,
FİNCAN için de değmez...
Bu dünyanın bir de öbür tarafı var.
( Adamlıktan ) ödün vermeyin..

Sevgiyle kalın.