Türkeş’le birlikte, MHP çatısı altında ülkümüzü omuzlayan Ülkücüler, sabrınızın sonunda büyük ihtimalle Bahçelinin son kongresini görmek siz geride kalanlarınıza nasip oldu. 

  Biliyor musunuz, dev gibi  gölgenizle 13. Kongrenin üstünde duruyorsunuz. 

  Bir yere gitmeden, inadına dağılmadan, hukuk dışına çıkmadan, size her türlü siyasi kalleşliği yapan “vasat devlet aklı” yüzünden devletinize küsmeden, ümidinizi dimdik ayakta tutunuz. 

  Siyasi partiler kanununun sağladığı zırh içinde, oligarşik yönetimin, MHP’nin etrafına kale gibi ördüğü surların dibinden ayrılmadınız. 

  MHP’yi her seçimde “ne olduran ne öldüren” oylarınızla yüreğiniz kan ağlayarak desteklediniz ve “baba ocağınızı” terketmediniz.

  İçeriden, yanlış siyasi hamlelerin kazması kürek ile; kanla, gözyaşınızla, fedakarlıklarınızla yaptığınız harçla ördüğünüz partinizin duvarlarını yıkanlara karşı, düşmanı sevindirmemek için açılan gedikleri kapatmaya çalıştınız.

“İmama kızıp oruç bozmadınız !”

   Sesiz, vakur ve sabırla Türkeş’in emaneti MHP’nin durduğu “siyaset parselini” terketmediniz.

  13. Kongreyi kendilerine göre düzenleyen mevcut yönetim, varlığınızdan ve inatla “Bahçelisiz” dönemi beklemenizden ve her türlü  engele, tahkire, tahrike ve haksızlığa rağmen takipten vazgeçmediğinizi biliyor. 

  Bu duruşunuz ve varlığınızdan dolayı sizin soluğunuzu enselerinde hissettikleri, en tedirgin ve en panik  son kongrelerini yapacaklar.”..

  Sizin şu an sahip olduğunuz ve şerefle taşıdığınız “ülkücülük” heyecanının gücünden mahrum olarak,koltuklarının ve geleceklerinin endişesini taşıdıkları en mutsuz en heyecansız kongrelerinin arefesindeler.

  Çünkü biliyorlar, kendilerinin bir sebeple elde ettikleri yönetim koltuklarının hakkını veremediklerini ve layıkı ile “Ülkücülüğü” temsil edemettikleri için, Bahçelisiz dönemde bir daha göreve talip olmanın arsızlık olacağını !..

  Bahçeli’nin açış konuşması ile başlayıp bitecek, divan ve resmî görevlilerin evrakları tanzim ve tamamlaması ile paketlenip  noktalanacak kongre, “fetret devrinin” bitişinin müjdesi olarak tarihteki yerini alacak ve “fikrimizle-pratiğinin”ruhumuzu  azap içinde bırakan çelişkilerle dolu bir döneminin parantezini kapatacak inşallah.

  Alacakaranlıkta “torunlarınızı” öperek yarım bıraktığınız işi bitirmek için yola koyulacağınız günler çok uzak değil.

   Bu hikaye sizin neslin hikayesi.

  Noktayı koymak hem hakkınız hem vebaliniz!..

  Çünkü siz çocuklarınıza, torunlarınıza Kürşat, Bozkurt, Çağrı, Ülkü, Gökçe, Asena, Alperen adlarınızı koydunuz.

   Çünkü siz Yusuf İmamoğlunun, Dursun Önkuzunun, Ruhi Kılıçkıranın, Alparslan Gümüşün, Erdem Arabacının, Baki Yeşiloğlunun, Gün Sazak’ın, Hikmet Tekin’in, Necip Altınokun, Necdet Salih’in, Cemil Çöllünün, Recep Haşatlının; Türkeş’in “tabutlara sığmadı yiğitim”diyerek göz yaşını sizlerle birlikte döktüğü Ercüment Yahnici’nin ve daha binlerce ülküdaşımızın şehit naaşını omuzladınız.

  Ve şehitlerinizi vatan  toprağına emanet ettikten sonra binlerce kez davanız ve ülkünüz adına yemin ettiniz !

  Söz verdiniz !

  15 Nisan 1978’de Büyük Yürüyüşte milyonlara ulaştığınızda Tandoğan’da da yemin edip söz verdiniz !

  Saklanacak haliniz ve gidecek yeriniz yok !

  Rüyalarınıza giren hatıralarınız, yarım kalan hedefleriniz, susadığınız hasretleriniz var...

  Çok özlediniz benim gibi değil mi ?

  Altaylardan-Tunaya; Ergenekon 1-2-3 şölenlerini ve elbette Erciyes’i, Koca yaylayı ve Türk Kurultaylarını !

  Siz, perde demeden bu sahne kapanmayacak!

 Göreceksiniz !

  Allah ömür verirse bizde göreceğiz !

  Ve dağıttık, ayağa kalkamazlar diyenlerde görecekler inşallah !

  Az kaldı,son dönemeçteyiz !