Afgan uyruklu bir kişinin boşanmasına ilişkin ilan ulusal bir gazetede Peştuca olarak yayınlandı.

Cumhuriyet’ten Rengin Temoçin’e konuşan eski cumhuriyet savcısı ve avukat Ruşen Gültekin, “Türkiye’de tüm kamu kurumlarında işlemler ve yazışmalar Türkçe yapılır ve yayımlanır. Eğer sadece Türkiye dışındaki ülkelerde işlem yapılacaksa, yeminli bir tercümana çevirtilip, yurtdışında işlem yapılır. Dolayısıyla egemen bir devletin ülkesinde aslında bu tür bir işlemin yapılması doğru değil. Ancak hakimin eylemi yasaya aykırı amaca uygun.

Tarihte bugün; 5 Mayıs Tarihte bugün; 5 Mayıs

Hâkimin bir kastı olduğunu düşünmüyorum burada. Verilen kararı anlasın diye tebliğ ediyor adama” dedi. Gültekin sözlerini şu şekilde noktaladı: “Şu anda Türk yargısında ve Emniyeti’nde de çok ciddi sıkıntılar var. Kimse ses çıkaramıyor ama yabancı uyrukluların işlediği suçlarda veyahut yabancı uyruklarıyla uyguladığı bu tür işlemlerde büyük bir tebligat sıkıntısı yaşıyoruz. Çok ciddi bir sıkıntı var, kimse söylemiyor. Bunun da temel sebebi bu kişilerin kayıtların olmaması.” Dedi.

Avukat Cihan Arık ise “Anayasa’nın 3. maddesinde, ‘Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir’ denilerek tek resmi dil esasına dayalı üniter devlet yapısı kabul edilmektedir. Resmi dil demek devletin egemenlik erklerinde ve bu erklerin işleyişinde kullanılan dil demektir. Türkiye Cumhuriyeti’nin yasama, yürütme ve yargı erklerinin işleyişinde kullanılan dil Türkçedir. Yargı makamlarınca resmi dilin bilinmesine rağmen bir başka dilin kullanılmasına olanak sağlanması, demokratik bir hak sağlamak olmayıp, çok dillik yolunun açılması kurucu iradenin siyaseten farklı bir tanıma sokulması demektir” dedi.