8 Haziran 1970 günü okumakta olduğu İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde komünistler tarafından öldürülen ülkücü öğrenci.

Bursa'nın İnegöl ilçesinde oturan Bulgaristan göçmeni bir ailenin çocuğudur. Öldürüldüğü sırada İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü son sınıfında okumaktaydı. O dönemde İstanbul'daki Yüksek Öğretmen Okulu öğrencileri de derslerini İstanbul Üniversitesi Fen ve Edebiyat Fakültelerinden alıyor fakat bu okulda okuyan ülkücü öğrenciler o günlerde bu fakültelerin karşıt grupların hakimiyetinde olması sebebiyle okullarına giremiyorlardı. Yusuf İmamoğlu, öldürüldüğü gün fakülte girişinde karnelerini imzalatmak için bekleyen fakat okula giremeyen bazı Yüksek Öğretmen Okulu öğrencilerinin karnelerini hocalara imzalatmak için fakülteye girmiştir.

Yusuf İmamoğlu, fakülteye girdikten ve belgeleri hocalara imzalattıktan sonra "Asistan Odası" olarak tabir edilen, asistanların oturduğu İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nin 339 nolu odasının kapısından çıktığı sırada bir grubun kurşunlarına hedef olarak hayatını kaybetmiştir. O günlerin basın yayın organlarında bu grubun, başında Vural Yıldırımoğlu, Yusuf Kayabaşı, Ali Menekşe, Feridun Şakar ve Vahram Apik isimli kişilerin bulunduğu komünist militanlar olduğu yönünde haberler yayınlanmıştır.

Yusuf İmamoğlu, aldığı kurşun yaralarına rağmen hemen ölmemiş, 23 dakika sonra can vermiştir. Bu süre içinde cinayeti işleyen grup tarafından hiç kimse yanına yaklaştırılmadığı gibi olay sebebiyle çağrılan bir ambulans da yine fakülte bahçesine sokulmamıştır.

Olay günü fakültede ayrıca bir doçent ve iki asistan silahla tehdit edilerek hırpalanmış ve bir profesör de dersinden zorla dışarı atılarak hırpalanmıştır.

Cinayeti işleyen grup herhangi bir müdahale ile karşılaşmadan marşlar eşliğinde fakülteden ayrılmıştır. Polis ise olay yerine olaydan 1,5 saat sonra gelmiştir.

Şehit olduğu zaman cebinden 35 kuruş çıkmıştı. En acı durum ise: Otopside 24 saattir hiç bir şey yemediği tespit edilmişti.

Yusuf İmamoğlu'nun cenazesi kalabalık törenle vapurla memleketi Bursa'ya gönderilmiş ve Bursa Emirsultan Mezarlığı'na defnedilmiştir.

Yusuf İmamoğlu'nun şehid edildiği günün MHP Genel Başkanı Merhum Alparslan Türkeş; Marmara öğrenci yurdunda bir konferans vermiş ve Yusuf İmamoğlu'nun şehadetine temasla; "Yusuf İmamoğlu Türk İslam davasının ne ilk, ne de son şehididir. Aziz şehidimiz Yusuf İmamoğlu'nun ve diğer şehitlerimizin hesabı bir gün sorulacaktır." demişti.

Merhum Türkeş konuşmasının devamında ise: "Komünistler milliyetçi bir gencimizi daha kahpece öldürdüler. O, Türk Milletinin edebiyete kadar intikal etmesi davasını savunan bir gençti. Davası uğrunda, vatan ve millet yolunda şehit oldu. Bizim innaçlarımıza göre, o, en yüksek mertebe olan şehitlik mertebesine ulaştı. Dün benim bir Yusuf'um vardı. Bu gün hepiniz Yusuf'umsunuz. O, bu din için millet için bu vatan için öldü. O'na kurşu sıkan ellere, ona fırsat veren kafalara lanet olsun." şeklinde konuşma yapmıştı.

Vefatının 54. Yılında şehidimiz Yusuf İmamoğlu'nu rahmet, minnet ve dualarla anıyoruz.

Memişoğlu'ndan Yunan Bakana ince ayar Memişoğlu'ndan Yunan Bakana ince ayar

Editör: Burak Hakkı Polat