Türkiye Dışişleri Bakanlığı, Letonya Parlamentosunun 1915 Olaylarını “soykırım” olarak tanıma kararını şiddetle kınadığını açıkladı. Bakanlık, “Letonya Parlamentosunda bugün kabul edilen ve 1915 olaylarını ‘soykırım’ olarak tanıyan karar, tarihi siyasi saiklerle yeniden yazma niteliğindeki hükümsüz bir teşebbüstür. Bu talihsiz ve hukuk dışı kararı reddediyor ve şiddetle kınıyoruz. Parlamentolar tarih yazma ve yargılama mekanları değildir” ifadelerine yer verildi.

Türkiye Dışişleri Bakanlığı, 6 Mayıs 2021 itibarıyla Letonya Parlamentosunun 1915 Olayları konusunda Türkiye aleyhinde aldığı “soykırım” kararını şiddetle kınadı. Bakanlığın konuya ilişkin yayımladığı yazılı açıklamasında, Letonya Parlamentosunda bugün kabul edilen ve 1915 olaylarını soykırım olarak tanıyan kararın, tarihi siyasi saiklerle yeniden yazma niteliğindeki hükümsüz bir teşebbüs olduğuna vurgu yapıldı. Açıklamada, “Bu talihsiz ve hukuk dışı kararı reddediyor ve şiddetle kınıyoruz. Parlamentolar tarih yazma ve yargılama mekanları değildir.” ifadelerine yer verildi.

1915 olaylarına ilişkin olarak, uluslararası hukukta tanımlanmış olan soykırım ifadesinin kullanılabilmesi için gereken şartların hiçbirinin mevcut olmadığına vurgu yapılan açıklamada, “Bu teşebbüs, başta 1948 Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi hükümleri olmak üzere, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 1915 olaylarının tartışmalı niteliğini açıkça ifade eden 2013 ve 2015 tarihli kararlarına da aykırıdır.” denildi.

Bu karar ile Letonya’nın, işgalinin 80. yıl dönümü vesilesiyle kendi tarihindeki olaylara ilişkin olarak yapmış olduğu, tarihi olaylara dürüst ve adil bir şekilde yaklaşılmasının uluslararası ilişkilerin bir ön şartı olduğu yönündeki açıklamasıyla da çelişmekte olduğuna da dikkat çekilerek, bu bağlamda da bir çifte standardın ortaya konulduğu hatırlatıldı.

Açıklamanın devamında şu çağrıya yer verildi:

Cemal Enginyurt'un anlattıklarına gülmekten başlık bulamadık! Cemal Enginyurt'un anlattıklarına gülmekten başlık bulamadık!

“Letonya Parlamentosunu tarihten düşmanlık çıkarmaya çalışan bazı çevrelerin gündemine hizmet etmek yerine, bu yanlış adımını geri almaya, başta Türk ve Ermeni halkları arasında olmak üzere, bölgede barış içinde bir arada yaşama pratiğinin tesis edilmesine yönelik çabaları desteklemeye davet ediyoruz.”