İYİ Parti Genel Başkan Adayı Tolga Akalın, gazeteci Orhan Uğuroğlu’na önemli açıklamalarda bulundu.

Yeniçağ’daki köşe yazısında Tolga Akalın’la olan röportajını yayınlayan Orhan Uğuroğlu, “Kurultay’ın çok kısa sürede yapılması sıkıntı yaratıyor mu?” diye sordu.

AKALIN: “Ben kongrenin baskın seçim olmasına karşı çıkmış, makul bir tarihte yapılmasını talep etmiş kişiyim.

Ancak artık ok yaydan çıkmış, adaylıklar ilan edilmiş, taraflar ve taraftarlar kendini göstermiştir.

Bu saatten sonra yapılacak bir erteleme demokratik geleneklere uymayacağı gibi, toplum gözünde partimizin saygınlığını da yok edecektir.

Böyle bir süreç ve karara imza atanlar tarih, millet ve partimiz nezdinde de affedilmeyecektir.” Dedi.

Röportajın devamı ise şöyle:

Soru: Hedefleriniz nedir?

Gazetecileri tehdit eden Eray Özyağcı hakkında yeni gelişme! Gazetecileri tehdit eden Eray Özyağcı hakkında yeni gelişme!

Akalın: “İYİ Parti'nin öncelikle iç bütünlüğünü, politik ana kadrosunu ve siyasi eksenini güçlendireceğiz

Sonrasında kadim Türk milliyetçilik hareketini İYİ Parti’nin siyasi zemininde yeniden güçlü şekilde buluşturacağız.

En geç 2028'de İYİ Parti’yi tek başına iktidara taşıyacak ve Türk devletini milliyetçiler, vatanseverler ve yurtseverler ile birlikte yöneteceğiz.

27 Nisan'dan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.”

Soru: Milliyetçilik anlayışınız nedir?

Akalın: “Geleneksel milliyetçilik anlayışı, güvenlik endişeleri üzerine bir devlet milliyetçiliğidir. Kaygı üretir.

Oysa demokratik milliyetçilik, yani fayda üreten milliyetçilik, bilimsel fayda üretir, ekonomik fayda üretir, yani somutlaştırır. Endişeleri suistimal etmez.

Bu milliyetçilik anlayışı, Türkiye'nin ikinci yüzyılını oluşturacak İYİ Parti’yi de bu eksende Türk milletinin umudu haline getirecektir.”

Soru: İYİ Parti Merkez sağı kucaklayacak bir siyasi çizgide mi olacak?

Akalın: “8 yıllık siyasi hareketimizde tüm insanların yeniden bir araya getirileceği bir restorasyon dönemi yapacağız.

Ardından, İYİ Parti'nin geniş kitlelere açılacağı bir merkezileşme dönemi olacaktır.

Sonrasında da iktidar yürüyüşümüz başlayacak.”

Soru: Üçüncü yol siyaseti mi? Öz başınıza müstakil siyaset mi?

Akalın: “Üçüncü yolla, hür ve müstakil aynı şey değildir.

Hür ve müstakil siyasetin sonuçları ve icra ediliş tarzı itibariyle muazzam bir yürüyüş olan üçüncü yol tarlasını sürmek haline gelmiştir.

Hür ve müstakil, üçüncü yolun başkalaştırılması halidir.

O büyük yürüyüşe müdahale etmek, iktidar projesini, engellemek ve mecrasından saptırma hareketidir.”

Soru: İYİ parti kadroları iktidar yürüyüşüne ve siyasi yelpazedeki yerinin yenilenmesine hazır mı?

Akalın: “Ben ve siyasi hareketimizin bütün temsilcileriyle birlikte yöneteceğimiz İYİ Parti, Türkiye'de birçok siyasi hareketi fiilen bitirme noktasına getirir.

İYİ Parti'nin bu muazzam potansiyelini görüyor ve bu potansiyeli harekete geçireceğimize inanıyorum.

Milliyetçiliğimiz ayrıştırıcı değil hem kapsayıcı hem de sivil ve demokratiktir.

Genel başkan adaylığı konuşmamı yapabilmek için tam 32 yıldır aktif siyasetin içerisindeyim.

2 defa il başkanlığından alındım, 3 defa milletvekilliğini reddetmek zorunda kaldım.

Türkiye'de bedel ödemeden Türk devletini ve Türk milletini yönetmeye talip olmak mümkün değil.”

Soru: Devlet Bahçeli ve Recep Tayyip Erdoğan’ın İYİ Parti açıklamalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Akalın: “İYİ Parti'yi Erdoğan’ın politik hırslarının arka bahçesi yaptırtmayacağımız hususundaki kararlılığımızı bir daha açık ve en net şekilde ifade ediyoruz.

Çekin elinizi partimizden.

Kongreyi erteletme teşebbüsleri partimizi büyük fedakarlıklarla kuran cesur ve iyi insanların iradesinden korkmak ve onlara hakaret niteliğindedir.

Erdoğan’ın geleceğine hizmet etme teşebbüsü olduğuna inandığımız bu girişim, tarih boyunca anılacak Gemerek ve Tosya mahkemelerinden daha fazla utanç yaşatmaktan öteye gitmeyecektir.”

Soru: Erdoğan ve Bahçeli’nin yeni anayasa çağrısını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Akalın: Önümüzdeki dönemin en kritik meselesi de milletin çeşitliliği adı altındaki bir anayasal dönüştürmedir.

İYİ Parti, asla ve kat'a, anayasanın başlangıç hükümleri ruhuna işaret eden ilk 4 maddesi ile 66. Maddesi'nin müzakere konusu yapılabileceği bir taslağı kabul etmez.”

(66. Madde özetle şöyle: Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür. Türk babanın veya Türk ananın çocuğu Türk’tür. OU)

Editör: Haber Merkezi