Türk tarihinin en önemli isimlerinden olan Mehmed Talat Paşa, Almanya'da 15 Mart 1921'de Ermeni suikastçı Soğomon Tehliryan tarafından Berlin'in Charlottenburg semtindeki Hardenbergstrasse'deki evinin önünde yakın mesafeden başına ateş edilerek şehit edildi.

Osmanlı Devleti’nin son dönemine damga vurmuş önemli İttihatçılardan biri olan devlet adamı Talat Paşa, Tehcir Kanunu’nun mimarlarındandır.

Tehcir Kanunu veya resmî adıyla Sevk ve İskân Kanunu, 27 Mayıs 1915'te Osmanlı Hükûmeti tarafından I. Dünya Savaşı'nda Osmanlı ordusu ile karşı karşıya gelebilecek iç unsurların savaş bölgelerinden uzak yerlere devlet eliyle gönderilmesi için çıkarılan göç kanunudur.

Aliyev, 3 ülkeyi hedef aldı: Bize karşı silahlandırıyorlar Aliyev, 3 ülkeyi hedef aldı: Bize karşı silahlandırıyorlar

Hep iddia edildiği gibi Tehcir Kanunu, Ermenileri katletmek için çıkarılmamış hatta yalnızca Ermenileri kapsayan bir kanun da değildir. 1. Dünya Savaşı’nda devlete problem çıkaran kişilerin zorunlu tehcirine hükmeden ve Türk Milleti’nin ırzını ve namusunu koruyan bir kanundur.

Talât Paşa, 15 Mart 1921 günü, Ermeni bir katil tarafından, Berlin’de evinin bulunduğu sokakta vurularak şehit edildi.

Olay yerine ilk gelen Mithat Şükrü Bleda’nın oğlu Turgut Bleda oldu. Ayakkabılarının altındaki deliklerden yerde yatanın Talat Paşa olduğunu teşhis etmesi uzun sürmememişti. Yapacak bir şey kalmamıştı; Talat Paşa’nın bastonuyla katili dövmekten gayrisi elinden gelmedi.

Paşa’nın katli haberi, Ankara’ya ulaştığında, Atatürk gözyaşlarını tutamamış: “Vatan büyük bir evlâdını, inkılâp büyük bir teşkilatçısını kaybetti.” Demişti.

Talât Paşa, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından milli şehit ilan edildi.

Ermenilerin katlettiği tek devlet adamı maalesef sadece Talat Paşa değildir. Talât Paşa’nın arkasından Sait Halim Paşa, 6 Aralık 1921’de Roma’da; Dr. Bahattin Şakir ve Cemal Azmi Bey, 17 Nisan 1922’de Berlin’de; Cemal Paşa, 22 Temmuz 1922’de Tiflis’te öldürüldü. Ermeni terör örgütleri, 800 yıl aralarında hiçbir sorun olmadan barış içinde yaşadıkları Türkleri, emperyalistlerle işbirliği yapıp arkadan vurarak, kendi toplumlarının yaşadığı felaketin baş sorumluları olmuşlardır.

Unutulmamalıdır ki, Ermeniler bununla da kalmamış, 1970’li yıllardan 1980’li yılların sonuna kadar Türk hariciyesinin değerli diplomatlarını da katletmiştir. ASALA Terör Örgütü, dönemin büyük devletlerinden de maddi ve manevi yardım görmüş ve yurt dışındaki Türk diplomatlarını acımasızca şehit etmişlerdir.