Fenerbahçe'nin eski başkanı Aziz Yıldırım, hayatının en mutlu günlerinden birini yaşadı. 3 Temmuz 2011'de başlayan şike kumpası davasında cezaevine girip bir yıl hapis yatan Yıldırım, 10 yıl sonra kazanılan davanın mutluluğunu yaşadı.

ŞİKAYET DİLEKÇESİNİ BİZZAT VERDİ

Kendisi ve davadan zarar gören diğer tüm arkadaşları için şikayet dilekçesini bizzat veren Yıldırım, uzun yıllar sonra kazanılan davanın sonucunu dinlerken duygu dolu ve mutlu anlar yaşadı.

"İHTİLAL YAPACAKLAR"

Aziz Yıldırım, başkanlığı devam ettiği dönemde yaptığı açıklamalar nedeniyle birçok kesimden eleştiri almıştı. Yıldırım, "Ne şikesi memleket elden gidiyor, 50 bin kişiyle ihtilal yapacaklar" sözlerini kullanmıştı.

Fenerbahçe'nin eski başkanı Aziz Yıldırım, kumpas davasının sonuçlanmasının ardından o dönem yaşadıklarını hatırlattı, verilen cezaları değerlendirdi. Sözcü'ye konuşan Yıldırım, o dönemde kendi söylediklerine gülenlerin haksız çıkmasına sevindiğini vurguladı.

İşte Yıldırım'ın açıklamaları:

"Şikede kumpas davasının açılmasını sağlayan ve ilk dilekçeyi veren Aziz Yıldırım ile yürekli 108 kişidir. Bu davanın açılmasını sağlayan yürekli emniyet mensuplarına, bu davayı açan savcıya ve karar veren mahkeme heyetine teşekkür ediyorum. Kumpas olduğunu kanıtlayan yüce Türk adaleti tarihi bir karar almıştır. Çünkü… Bu vatan hainlerinin aldığı cezaları Türk milleti vermiştir. Ergenekon, Balyoz, OdaTV, Cübbeli Ahmet, Casusluk kumpaslarını da başlatan bu cezaları alan hainlerdir! Bu yüzden, o kumpas davalarında acılar yaşayanlar için de verilen kararlar önemlidir. Bundan sonrası daha da önemli. Bize verilen beraat kararlarının Yargıtay'da onanmasını bekliyoruz.

Bitmedi… Kumpasın bir de medya ayağı var. Bizim savcılıkta bekleyen suç duyurularımız var! O dönem FETÖ'yle işbirliği yapan medyanın da soruşturulması gerekiyor. Davaların açılması şart. Fetullahçı Terör Örgütü, sadece Fenerbahçe'ye, bize değil bu ülkeye, Cumhuriyet'e savaş açtı. Bu karar, vatanımız için, Cumhuriyetimiz için de moral verici bir karardır.

Unutmayın… Şikede kumpas davası benimle birlikte 109 yürekli arkadaşımın, korkmadan verdiği dilekçeyle açıldı. Bizlere dilekçe vermemiz için destek olan emniyet mensuplarını da unutmayacağız! Bütün Fenerbahçeliler görsün: Fenerbahçe'nin eski başkanı ve eski yöneticilerini iyi tanısınlar. Bu yürekli insanlara da selam olsun!

Unutmayın… 3 Temmuz 2011'den sonra kulüp ve taraftar ayağa kalktı, direnişe geçti. Ben içerideyken duyuyordum, işadamlarını, sanatçıları alacaklardı ve dalga dalga geleceklerdi. Yapamadılar. Çünkü biz dik durduk. Yoksa 100 katı daha fazla olay yaşanacaktı. Eğer bizi ele geçirselerdi, teslim olsaydık, FETÖ 15 Temmuz darbe girişimine kalkışmazdı. Toplumun en duyarlı ve en önemli kesimini yok edeceklerdi ve amaçlarına kolay bir şekilde ulaşacaklardı.

Unutmayın…. Neden Fenerbahçe? Çünkü Kurtuluş Savaşı'nın takımı. Çünkü Cumhuriyete bağlı. Hep hedefte olmuş. Öyle bir yapı ki Fenerbahçe… Bütün kimlikleri içinde barındırıyor. Şimdi sen bu dokuyu ele geçirirsen her yere nüfuz edersin. Başaramadılar. Bir daha altını çiziyorum: "Ne şikesi memleket elden gidiyor…" 14 Şubat 2012'de söyledim bunu. Kimse bunu söylemiyordu, ben söyledim. 50 bin kişiyle ihtilal yapacaklarını söyledim. Gülenler oldu. Bugün soruşturmanın kumpas olduğu bir kez daha karara bağlandı."

Kapatılan Samanyolu'nun Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca'ya "Futbolda Şike Kumpası" davasında bin 406 yıl hapis cezası verildi.

Beşiktaş gençler ile devam ediyor Beşiktaş gençler ile devam ediyor

GİZLİLİĞİ İHLAL VE BELGEDE SAHTECİLİK

Futbolda şike soruşturmasında kumpas kurduğu gerekçesiyle Hidayet Karaca "gizliliği ihlal", "belgede sahtecilik" ve "iftira" suçlarından 1406 yıl hapisle cezalandırıldı.

Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, şike kumpası davasının ardından açıklamalar yaptı. Bundan sonra bu davayla ilgili camianın izleyeceği yoldan bahseden Koç, hesaplaşılacak daha çok kurum ve insan olduğunu vurguladı.

İşte Koç'un açıklamalarından satır başları:

"İçimde buruk bir sevinç var. Keşke bunları yaşamasaydık. Keşke buraya 10 yıldır gelip gitmeseydik. Gözümüz açık olmalı. Bunlar durmayacaktır. Ülkece bu mücadeleyi sulandırmadan, sonuna kadar vermeliyiz.

İnanın bir şey bitmiş değil. Türkiye Cumhuriyeti, bir kişi kalmayana kadar bu işi temizlemelidir. Bu insanların temizlenmediği alanlar var

Hesabı sorulacak daha çok kurum, kişiler var. Biz, Aziz başkan, bu koltukta kim olursa olsun sonuna kadar bu mücadeleyi vereceğiz. Şu anda mutlu değiliz. Kızgınız, kırgınız. Bu kırgınlık ve kızgınlık, camia hakkını alana kadar devam edecektir.

Benim en çok hesaplaşmak istediğim kesim de, rüzgarı arkasına alarak Fenerbahçe'nin yapayalnız olduğu dönemde, bu terör örgütünün bütün gücünü arkasına aldığı dönemlerde, Fenerbahçe'ye her şekilde vuran, saldıran, iftira atan kişi ve kurumlar. Onları pişman edeceğiz.

Biz olalım, başkası olsun, Aziz Başkan da mücadelesini verdi, bu koltukta kim olursa olsun sonuna kadar gideceğiz. Biz mutlu değiliz. Zafer çığlıkları içerisinde değiliz. Çok kızgın ve kırgınız. Hakkımızı alana kadar da devam edecek.

TV programlarında bunları alkışlayan medet uman insanlarla hukuken olmasa bile vicdanen hesaplaşacağız."