Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2. İstanbul Dünya İslam Ekonomisi Zirvesi'ne katıldı. Erdoğan, şunları kaydetti:

"Katılım Finans'ın İstanbul merkezli olarak gelişip, serpilmesine büyük önem veriyoruz. Sahip olduğu eşsiz konum, birikim ve potansiyel bu noktada İstanbul’a ve İstanbul Finans Merkezine çok ciddi avantajlar sağlıyor. İlkeli kurumlarımızın ve yetkillerimizin gayretiyle bu avantajlari kalıcı kazanımlara tahvil etmeyi ümit ediyorum.

Mevcut sistem bu haliyle ekonomik kalkınmayı destekleyecek çözümler bulmak yerine tali önlemleriyle asıl problemlerin üzerine örtmektedir. Gelinen noktada mevcut sistemin bu haliyle devam edemeyeceği, süreci doğru okuyan bir çok uzman ve düşünür tarafından da ifade ediliyor.

"Milyarlarca insanı bir avuç kapitalistin kölesi haline getiren çarpık sisteme daima itiraz ettim"

Yarım asra yaklaşan siyasi hayatı boyunca, milletin takdiriyle geldiği tüm görevlerde faize dayalı ekonomik sistemle, kararlılıkla mücadele etmiş bir kardeşinizim. Eşitsizlikleri derinleştiren, gelir adaletini bozan, milyarlarca insanı bir avuç kapitalistin kölesi haline getiren çarpık sisteme daima itiraz ettim yine itiraz ediyorum. Her ne surette olursa olsun faize ve faize dayalı bir ekonomik sistemi meşru göremeyeceğimizi ifade ettim. Bunun yanında faizin ekonomide, üretimde, ticarete, sosyal hayata yol açtığı sorunlara, sıkıntılara dikkat çektim.

Rantiyecinin sesi olan muhalefet, hemen her konuda olduğu gibi bunda da hep karşımıza dikildi. Doğru olan politikalar da dahi bu ülkenin ve milletin hayrına olacak yerli ve milli bir duruş sergileyemediler. Kendilerine ezberletilen argümanların ötesine geçemediler. Daha doğrusu buna cesaret edemediler. Oysa insanlığı faize mecbur ve mahkum bırakan küresel sisteme itiraz etmek özellikle yerilecek bir davranış değil, takdir edilecek vakur bir tavırdır. Tayyip Erdoğan olarak şahsen faizsiz ekonomi özlemimi bundan sonra da gür bir seda ile dillendirmeye devam edeceğim. Faize dayalı ekonomik nizamın değişmesi için mücadeleden geri durmayacağız. Bunu yaparken sadece itirazla yetinmeyecek alternatiflerini üretecek, alternatif çözümlerin toplumda yaygınlaşması için de çaba harcayacağız.

"İslam ekonomik ilkeleri, risk paylaşımını, adaleti ve toplumsal dayanışmayı merkeze alan özgün yapısıyla öne çıkıyor"

Dünyada artan eşitsizlikler, finansal krizlerin sebep olduğu güven bunalimi ve iklim değişikliklerinin beraberinde getirdiği ciddi ekonomik riskler bizimle birlikte başkalarına da yeni modeller geliştirmeye teşvik ediyor. Tam da bu noktada İslam ekonomik ilkeleri, risk paylaşımını, adaleti ve toplumsal dayanışmayı merkeze alan özgün yapısıyla öne çıkıyor. Ancak halen hedeflediğimiz seviyelerin uzağında olduğumuzu burada belirtmek mecburiyetindeyim. Teşviklerimize rağmen, ülkemizde katılım bankacılığının yüzde 8,1 oranında kalmasını yeterli bulmuyoruz. Türkiye Varlık Fonu tarafından gerçekleştirilen toplamda 1 milyar dolarlık sukuk ihracı (kira sertifikası) kıymetli olsa da önümüzde hala ciddi bir mesafe var. İslami ekonominin faizsiz ekonominin de ötesine geçen boyutları, ilkeleri ve düzenlemeleri ihtiva ettiğini unutulmaması mühimdir.

"Yıl sonuna kadar 252 bin konutun anahtarlarını depremzedelerimize teslim etmeyi planlıyoruz"

Küresel ekonomide ticaret savaşlarının alevlendiği, jeopolitik risklerin ise hala yüksek seyrettiği zorlu bir dönemden geçiyoruz. Yüksek küresel borçluluk, yaşlanan nüfus, iklim değişikliği gibi yapısal sorunlar küresel büyüme üzerinde baskılar oluşturuyor. Artan belirsizlikler sebebiyle özellikle bazı sektörlerde ciddi sıkıntılar baş göstermeye başladı. En büyük ihracat pazarımız olan Avrupa Birliği son iki yılda ortalama yüzde 0,8 büyüyebildi. Enflasyon meselesi birçok ülkenin başını ağrıtmaya devam ettiriyor.

Türkiye olarak ayrıca doğrudan ekonomik maliyeti 105 milyar doları bulan deprem felaketinin izlerini silmeye çalışıyoruz. Son 2 yılda bu amaçla kullandığımız kaynağın tutarı 75 milyar doları buldu. 201 bin konutun anahtarını teslim ettik. Yıl sonuna kadar 252 bin konutun anahtarlarını depremzedelerimize teslim etmeyi planlıyoruz. Yani çok çeşitli cephelerde gerçekten yoğun bir mücadele içindeyiz. Ticaret savaşlarıyla dalga boyu giderek artan fırtınalı sularda 86 milyonun yolculuk ettiği Türkiye gemisini güvenle sahile çıkarmanın derdindeyiz. Tüm zorluklara rağmen hamdolsun iyi gidiyoruz.

"Terörsüz Türkiye hedefimize sağlam adımlarla ilerliyoruz"

Komşumuz Suriye 13,5 yıl süren kanlı çatışmaların ardından 8 Aralık devrimi ile birlikte yavaş yavaş istikrara kavuşuyor. Rusya-Ukrayna Savaşı'nın sona erdirilmesine yönelik görüşmelere 3 yıllık fasıladan sonra İstanbul'da tekrar ev sahipliği yapmaya hazırlanıyoruz. Vicdanlarımızı kanatan, barbarlıkların yaşandığı Gazze'de zulmün durması ve ateşkesin bir an önce tesisi için gayret gösteriyoruz.

CHP'li belediyelere yönelik yeni operasyonlar devam ediyor
CHP'li belediyelere yönelik yeni operasyonlar devam ediyor
İçeriği Görüntüle

İçeride terörsüz Türkiye hedefimize sağlam adımlarla ilerliyoruz. Her şeye karşı çıkan mutlu azınlık dışında siyaset kurumu ve toplumun kahir ekseriyeti terörsüz Türkiye sürecine destek veriyor. 40 yıl boyunca her biri canımızdan bir parça olan kayıplarımız haricinde ülkemizin 2 trilyon dolarına mal olan bir beladan kurtulmaya çok yakınız. İnşallah dikkatli, sabırlı, samimi, sağduyulu bir süreç yönetimiyle bu sefer menzile varacağımıza inanıyorum.

"Enflasyonu kalıcı şekilde tek haneye indireceğiz"

Ekonomi cephesinde iki yıldır dirayetle uyguladığımız makroekonomik istikrar ve reform programımızın olumlu neticelerini görmeye başladık. Temel önceliğimiz olan enflasyonda gözle görülür iyileşmeler kaydettik. Yıllık enflasyon 11 aydır kesintisiz düşüyor. Nisan ayında son 40 ayın en düşük seviyesine geriledi. Hedefimiz net, enflasyonu kalıcı şekilde tek haneli seviyelere indireceğiz. Petrol fiyatlarındaki düşüş hem enflasyonu hem dış açığı aşağı çekiyor. Merkez Bankamızın brüt rezervleri 153 milyar doları aşmış durumda. İstihdam cephesinde güçlü bir performans var. Mart ayında işsizlik oranı yüzde 7,9'a geriledi. 2005'ten bu yana en düşük seviyeyi gördük.

"3-5 ağacın taşınması bahane edilerek başlatılan Gezi olayları olmasaydı, Türkiye bugün çok farklı bir konumda olurdu"

Geride bıraktığımız iki yılda kayda değer mesafe aldığımız ekonomi programımızı hedeflerimize ulaşıncaya kadar uygulamakta kararlıyız. Bugün açıklanan büyüme rakamları doğru yolda olduğumuzu teyit etti. Türk ekonomisi 19 çeyrektir kesintisiz büyüyerek gücünü bir kez daha ispat etti. Biz Cumhuriyet tarihinin en düşük enflasyon ve faiz oranlarını yakalamış bir hükümetiz. Böyle bir dönemde 3-5 ağacın taşınması bahane edilerek başlatılan Gezi olayları olmasaydı, Türkiye bugün çok farklı bir konumda olurdu. Gezi kalkışmasıyla başlayan, 15 Temmuz ihanetiyle iyice şiddetlenen ülkemize yönelik saldırılar zinciri yakın zamana kadar devam etti. İstanbul merkezli yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasını müteakip sergilenen sokak terörü ve boykot çağrıları bu saldırıların devamı niteliğindeydi. Ana muhalefet partisi genel başkanının milli markaları hedef gösteren, bununla yetinmeyip Türkiye'yi yurt dışına şikayet eden sorumsuz tavrı aslında nasıl bir zihniyetle karşı karşıya olduğumuzu göstermeye kafidir.

"Tayyip Erdoğan kaybetsin de gerekiyorsa Türkiye batsın anlayışıyla hareket ederek hiçbir yere varamazsınız"

Ülkemizde bütün umudunu Türkiye'nin ekonomik olarak tökezlemesine, Türk ekonomisinin yara almasına bağlamış köhne bir zihniyet var. Maalesef bu zihniyetin aktörleri ellerine geçirdikleri her fırsatı Türkiye'ye taş atmak ve milletimizi sırtından hançerlemek için kullanmaktadır. Dedikodular üzerinden siyaset yaptıklarını zannederek hem kendilerini komik duruma düşürüyorlar hem de kıratlarını ortaya çıkarıyorlar. Kendi seçmenleri bile bunların sorunları çözebileceğine inanmıyor. Hırsları akıllarını esir alanlara şunu hatırlatmak istiyorum; Tayyip Erdoğan kaybetsin de gerekiyorsa Türkiye batsın anlayışıyla hareket ederek hiçbir yere varamazsınız. Hele hele hedef saptırarak yolsuzluklarınızın üzerine bant çekemezsiniz. Kendi çıkarlarını milletin menfaatlerinin önüne koyan muhterisler bugüne kadar başarılı olamadı. İnşallah bundan sonra da muvaffak olamayacak."