Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, KKTC’de inşa edilen yeni Cumhurbaşkanlığı Yerleşkesi ve Cumhuriyet Meclisi binasının açılış töreninde yaptığı konuşmada, ''Siyasi partilerimiz, hayat tarzlarımız kökenlerimiz farklı olabilir; ama bizleri bir arada tutan ortak paydamız ve hedeflerimiz aynıdır. Şunu kimse unutmasın; adlarımız farklı olsa da söz konusu Kıbrıs davası olunca soyadımız Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'dir'’ dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) inşa edilen yeni Cumhurbaşkanlığı Yerleşkesi ve Cumhuriyet Meclisi binasının açılış töreninde konuştu. 

Erdoğan, iki devletli çözüm vizyonunun altını çizerken, ''Yeni bir müzakere süreci olacaksa bundan böyle iki toplum arasında değil, egemen eşitlik içinde iki devlet arasında yürütülecektir'' ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, KKTC’de büyük tartışma yaratan liselerde başörtüsüne serbestlik getiren karara da değinerek ''Hayat tarzı, kılık kıyafet, mezhep ve köken üzerinden insanlarımızı kutuplaştırmaya özellikle de bu siyasette gerilim tırmandırmaya çalışıyor'' dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:

''’Bugün Akdeniz'in incisi, direnişin kalesi, vatan sevdasının ebedi ocağı, Mehmetçik ve mücahitlerin destan yazdığı topraklardayız. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeyiz. Sağlam Devlet saygın gelecek şiiriyle bu topraklara kazandırdığımız muazzam eserlerin açılışını gerçekleştiriyoruz...

Cumhurbaşkanlığı binamız modern mimarisiyle devletimizin vakarını meclis binamız ihtişamıyla Kıbrıs Türk halkının demokrasi sevdasını temsil ediyor. Bu eserlerin her bir tuğlasında işçilerimizin alın teri, her tasarımında mimarlarımızın vizyonu, her detayında ise mühendislerimizin yeteneği var. Bütün bunlarla birlikte yine her bir detayında, her bir taşında bu toprakların özgürlük ve mücadele ruhu var...

Kıymetli misafirler Aziz kardeşlerim, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin her karışı kahraman şehitlerimizin kanlarıyla yoğrulmuştur. Bu topraklar şanlı mazimizin, mücadele ruhumuzun ve köklü mirasımızın çok büyük bir nişanesidir. Kuzey Kıbrıs'ımız Girne Kalesi'nin asırlık surlarında Osmanlı'nın fetih ruhunu Selimiye Cami'nin minarelerinde ecdadımızın imanını taşır.

''Kıbrıs Türk halkıyla istikbalimizi de bir ve beraber görüyoruz''

Şunu burada bir kez daha açık açık söylemek istiyorum; beş yüz yılı aşkın süredir kök saldığı adada dilini, dinini, kültürünü, kahramanca muhafaza eden Kıbrıs Türk halkı geleceğe güven ve umutla bakmayı herkesten çok hak etmektedir.

Ancak bu davada önümüze taş koymak isteyenler olduğunu biliyoruz. Ellerinden gelse Türkü adadan hatta Anadolu'dan dahi kovacak kadar gözlerini kin ve nefret bürüyenlerin olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Bunlar hiçbir zaman durmadılar ve durmayacaklar.

Kıbrıs Türkü kardeşlerimize eski acıları tekrar yaşatma heveslerinden asla vazgeçmeyecekler. İşte sizler de görüyorsunuz. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin gelişen ekonomisini, güçlenen altyapısını, artan huzurunu uluslararası camiada yükselen görünürlüğünü kıskananlar ellerinden geleni yapıyorlar.

''İnsanlarımızı kutuplaştırmaya özellikle de bu siyasette gerilim tırmandırmaya çalışıyor''

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde faaliyet gösteren yatırımcılara göz dağı vermekten Kıbrıs Türkü kardeşlerimizin arasında nifak duvarları örmeye kadar tüm tuşlara birden basıyorlar. Bu topraklarda asırlardır kök salmış hoşgörü iklimini zehirlemek amacıyla mukaddes değerlerimiz üzerinden kirli bir oyun oynuyorlar.

Biz bu oyunu ülkemizde özellikle kritik kavşaklarda defalarca gördük. Hayat tarzı, kılık kıyafet, mezhep ve köken üzerinden insanlarımızı kutuplaştırmaya özellikle de bu siyasette gerilim tırmandırmaya çalışıyor. Benzer bir senaryonun burada da sahnelenmek istendiği açıktır. Ama Kıbrıs Türkü kardeşlerim o engin basiret ve ferasetleriyle oynanmak istenen kirli oyunun gayet farkındadır. Allah'ın izniyle hiçbirimiz bu tuzağa düşmeyecek provokasyonlara prim vermeyeceğiz.

Kıbrıs Türk halkının birliğinin, beraberliğinin, kardeşliğinin zayıflatılmasına müsaade etmeyecek, sabırlı, serinkanlı ve aklı selim ile hareket edeceğiz. Ömrünün neredeyse 50 yılı siyasette geçen bir devlet adamı olarak hep şunu söyledim; siyasi partilerimiz, hayat tarzlarımız kökenlerimiz farklı olabilir; ama bizleri bir arada tutan ortak paydamız ve hedeflerimiz aynıdır. Şunu kimse unutmasın; adlarımız farklı olsa da söz konusu Kıbrıs davası olunca soyadımız Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'dir.

Kıbrıs Türk halkının çıkarlarını koruma noktasında bizimle birlikte 86 milyonun tamamı da aynı hissiyata, aynı hassasiyete sahiptir. Aziz kardeşlerim, burada şunu da çok net söylemek isterim; Kıbrıs Türkü'nün kalkınmasının önüne set çekmek için yanıp tutuşanlar karşılarında Türkiye'nin eşsiz dayanışmasını bulacaklardır.

Fitneciler, bozguncular, Kıbrıs Türkü'nün düşmanlarına gönüllü aparatlık yapanlar kaybedecek. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti inşallah Garantör ülke Türkiye'nin desteğiyle ilelebet payidar olacaktır.

''İki devletli bir çözüm; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Türkiye'nin ortak vizyonudur''

Bu vesileyle şunu bir kez daha vurgulamak istiyorum; Kıbrıs Türkü'nün maruz bırakıldığı haksız izolasyon son bulmadıkça adaya adil kalıcı sürdürülebilir ve adanın gerçeklerine uygun bir çözüm gelmedikçe Bizim Güney Kıbrıs Rum yönetimini muhatap almamız, ticaret yapmamız, limanlarımızı kullandırmamız mevzu bahis dahi olamaz.

Yüzyıllardır aynı adayı paylaştığı Kıbrıs Türk'ünü kendisi Eşit görmeyen kibirli zihniyetin kendini garantör Türkiye ile denk görme ve gösterme çabaları beyhudedir. Kıbrıs'ta çözümsüzlüğün bedelini şımarıkça davranarak çözümü tıkamanın faturasını artık hiç kimse Kıbrıs Türk'üne ödetemez.

Kıbrıs Türk halkı bugüne kadar iyi niyetini kalıcı ve adaletli çözüm isteyen taraf olduğunu defalarca göstermiştir. Rum yönetiminin geçmişte alenen reddettiği federasyon tezini bugün savunmasının tek sebebi Türk tarafını masaya hapsetmek ve Kıbrıs Türk halkının egemenlik haklarını gasp etmektir. İki devletli bir çözüm; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Türkiye'nin ortak vizyonudur. 

Ayyüce Türkeş’e babasının kabrinde saldırı Ayyüce Türkeş’e babasının kabrinde saldırı

Yeni bir müzakere süreci olacaksa bundan böyle iki toplum arasında değil egemen eşitlik içinde iki devlet arasında yürütülecektir. Biz de Kıbrıs mesele çözümünün bu yoldan geçtiğine inanıyor, Kıbrıs Türk’ü kardeşlerimizle birlikte bu istikamette gayretlerimizi sürdürüyoruz. Gönül birliğimizi, dayanışma ruhumuzu ve milli davamıza olan inancımızı muhafaza ettiğimiz sürece aşamayacağımız hiçbir engel olamayacaktır.

Kıbrıs Türk siyaseti de istikrarını korumalı suni kriz sizlere teslim olmamalı. Türkiye ile Kıbrıs Türkleri arasındaki gönül bağını zedelemeye yönelik tuzaklara düşmemelidir.

Kıymetli dostlarım, aziz kardeşlerim, son yıllarda dayanışma içinde çalışarak ulaştırmadan sağlığa, teknolojiden eğitime, şehircilikten sulamaya, tarımdan enerjiye her alanda çok büyük eser hizmet ve projeleri Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne kazandırdık.

Ercan Havalimanı'nın hizmete girmesiyle yolcu sayısında yüzde 40 oranında artış oldu. 2023 yılı genelinde ulaşılan yolcu sayısına hava Limanı açıldıktan sonra ilk 4 ayda ulaşıldı. Lefkoşa'yı doğrudan başka yerlere de bağlayacağız.

Türkiye olarak Türk dünyasının ayrılmaz bir parçası olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin her alanda güçlü, özgüvenli ve müreffeh bir yapıya kavuşması için çalışma devam edeceğiz. Bu düşüncelerle bir kez daha Cumhuriyet yerleşkesinin hayırlara vesile olmasını diliyorum. Emeği geçenleri kutluyorum, tebrik ediyorum.''