MAGAZİN

Yetimhaneden podyuma!

Sokağa terk edilmişti, şimdi herkes peşinden koşuyor.

Şueli küçücük bir bebekken anne-babası tarafından bir yetimhanenin kapısına bırakıldı. Muhtemelen, Çin'de toplumun bir kesiminde uğursuzluk getirdiğine inanılan özelliğinden yani albinizmli oluşundan dolayı. Bu çok nadir görülen, vücudun, cilde, saçlara renk veren pigmenti üretmemesine yol açan genetik özellik nedeniyle Şueli'nin cildi ve saçları çok açık renk ve güneşe karşı çok hassas.

Şueli hayat hikayesini Jennifer Meierhans'a anlattı: Yetimhanede çalışanlar bana Şue Li adını koymuş. Şue, kar demek, Li de güzel. Üç yaşına geldiğimde Hollandalı bir aile beni evlat edindi ve o zamandan beri annem ve kız kardeşimle birlikte Hollanda'da yaşıyorum."

"Annem, Şue Li adını duyunca benim için daha güzel bir isim düşünemediğini, ayrıca Çinli kökenlerime işaret eden bir ismim olmasının önemli olduğunu söyledi."

"Benim dünyaya geldiğim dönemde Çin hükümeti ailelere hala bir çocuk zorunluluğu politikasını sürdürüyordu. Çin'de albinizmli bir çocuğunuzun olması büyük şanssızlıktı. Bazıları benim gibi terkediliyor, bazıları da kilitli kapılar ardında tutuluyordu. Okula gönderilen olursa, saçlarını siyaha boyuyorlardı."

"Fakat Afrika'daki bazı ülkelerde durum daha kötü. Albinizmli insanlar avlanıyor, kolları bacakları kesilebiliyor, öldürülebiliyor. Büyücüler onların kemiklerini kullanarak bazı ilaçlar yapıyor ve insanlar bunların bazı hastalıklara iyi geldiğine inanıyor. Ama tabi bunlar gerçek değil. Bu inanışlar birer batıl inanış. Ben sadece sokağa bırakıldığım için şanslı sayılırım."

"Biyolojik ailem benimle ilgili hiç bir bilgi bırakmadığından doğum günümün ne zaman olduğunu bilmiyorum. Ama aşağı yukarı bir yıl önce yaşım hakkında daha net bir bilgim olsun diye elimin bir röntgenini çektirdim ve doktorlar yaşımı 15 olarak tahmin etti."

"Modellik yapmaya daha 11 yaşındayken tamamen şans eseri başladım.Annem, aslen Hong Konglu olan bir tasarımcı tanıyordu. Kadının, yarık dudaklı bir oğlu vardı ve onu görenler sadece ağzına bakıp kalmasın diye oğlu için harika kıyafetler tasarlamaya karar vermişti."

"Buna "mükemmel kusurlar" kampanyası adını verdi ve bana da Hong Kong'daki bir moda defilesine katılmayı isteyip istemediğimi sordu. Müthiş bir deneyimdi. O defileden sonra bir kaç fotoğraf çekimine davet edildim. Biri de Brock Elbank'ın Londra'daki stüdyosundaydı."

"Modellik mesleğinde farklı görünmek lanetli bir şey değil tam tersine büyük avantaj ve bana albinizm konusunda farkındalık yaratma fırsatı da vermiş oluyor. Kurt Geiger'ın kampanyası farklılığımı göstermemi sağlamaları bakımından çok güzel bir örnek. Çekimleri kız kardeşimle birlikte tasarlayıp yönetmeme izin verdiler çünkü koronavirüs kısıtlamaları nedeniyle fotoğrafçı benimle stüdyoda bulunamıyordu. Bu benim kendimi istediğim gibi ifade etmem anlamına geldi ve sonuçla gerçekten gurur duyuyorum."

"Albinizmim nedeniyle gözlerim sadece yüzde 8-10 görebiliyor ve ışığa doğrudan bakamıyorum çünkü gözlerimi acıtıyor. Bazen çekimler çok ışıklıysa "Gözlerimi kapatabilir miyim, ya da ışığı biraz azaltabilir misiniz?" diye soruyorum. Bazen de 'OK, gözlerim açıkken flaşla üç fotoğrafımı çekebilirsiniz fazlası olmaz' diyorum."

"İnsanlar bana geçmişimle ilgili şeyleri kabullenmem gerektiğini söylüyor, ama ben böyle düşünmüyorum. Bence ne olduğunu görmeli ve neden böyle olduğunu anlamalı ama kabullenmemeli insan. Ben çocukların albinizmli oldukları için öldürülmesini kabul etmeyeceğim. Dünyayı değiştirmek istiyorum."

"Albinizmli ya da herhangi bir farklılık ya da özürlülüğü olan diğer çocukların, istedikleri her şeyi yapabileceklerini bilmelerini istiyorum. Ben bazı açılardan farklıyım ama diğer açılardan herkese benziyorum. Spor yapmayı, tırmanmayı seviyorum ve bunları herkes kadar iyi yapabilirim. İnsanlar size bazı şeyleri yapamayacağınızı söylüyor olabilir ama denemelisiniz."