Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ beraberindeki parti heyeti ile birlikte Milli Yol Partisi Genel Merkezi'ni ziyaret etti. Milli Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır, Özdağ ve beraberindeki parti heyetini makamında ağırladı. Görüşmeden sonra iki lider basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

İlk sözü alan Özdağ, “Rehin alındığım Silivri Ceza İnfaz Kurumu’nda Sayın Genel Başkan Remzi Çayır tarafından yalnız bırakılmadım. Ziyaretime geldi, davalarıma geldi. Arkadaşlarıyla birlikte Silivri’deki Zafer Otağı'na geldi. Bir hafta arayla gerçekleşen iki duruşmada yanımda oldu. Kendisine teşekkür ediyorum” dedi.

"İktidar mensuplarına uygulanan hukuk ile, muhalefete uygulanan hukuk aynı değil"

İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik soruşturmaya ilişkin de konuşan Özdağ, "Ne yazık ki ülkemiz bu sabah yine şafak operasyonuyla güne başladı ve devam edeceğe benziyor. Düşman ceza hukuku uygulaması kadar milli birliğimizi tahrip eden iç cephenin oluşmasını engelleyen bir başka uygulama yok. Anayasa’nın 10. maddesi, Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının renk, dil, mezhep, felsefi inanç, siyasi parti farklılıklarına rağmen anayasa önünde ve yasalar önünde eşit olduğunu söylüyor. İçinden geçtiğimiz süreçte Anayasa’nın 10’uncu maddesinin askıya alındığını görüyoruz. İktidar mensuplarına uygulanan hukuk ile muhalefete uygulanan hukuk aynı değil" diye konuştu.

"Trafik kazasını Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı’nın kızı yapsaydı acaba tutuksuz yargılanır mıydı?"

Eski Kızılay Başkanı Kerem Kınık'ın kızı Zehra Kınık'ın karıştığı ölümlü trafik kazasını hatırlatan Özdağ, "Kızılay Genel Müdürü’nün kızı bir trafik kazası yaptı ölümlü, yargılandı ve 4 yıl hapise mahkum oldu. Elbet isteyerek yapmadı. Vefat eden gencimize Allah rahmet eylesin. Trafik kazasını gerçekleştiren kızımıza da büyük geçmiş olsun diyoruz. O da böyle bir şey olmasını istemezdi. Ancak bu trafik kazasını Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı’nın kızı yapsaydı acaba tutuksuz yargılanır mıydı? Hayır yargılanmazdı. Bunu hepimiz biliyoruz. İşte bu adalet değil. Bu bağımsız yargı değil. Bu Anayasa'nın 10’uncu maddesinin askıya alındığı ve muhalefete düşman ceza hukuku uygulandığı rejimin adı” dedi.

Tutuklu TİP Milletvekili Can Atalay hakkında verilen ancak uygulanmayan Anayasa Mahkemesi kararını hatırlatan Özdağ, “Anayasa Mahkemesi sizin lehinize bir karar alırsa iktidar uygulayamayabiliyor. Hatırlatayım mı? Can Atalay kararı. Bir milletvekili lehine karar aldı. İktidar bu kararı uygulamadı” ifadelerini kullandı.

"Bu yüksek tansiyon politikası Türkiye’ye zarar veriyor"

Muhalif isimlerin tutuklanmasına ilişkin de Özdağ, “Ben tutuklandığım gün avukatlar şunu söylüyordu, ‘ Bize hukuk ile ilgili bir şey sormayın. Çünkü bizim bildiğimiz hukukta bu yok’. Bu süreç devam ediyor. Bu yüksek tansiyon politikası Türkiye’ye zarar veriyor. İktidara da zarar veriyor, muhalefete de zarar veriyor. Bu yüksek tansiyon politikasından artık Erdoğan’ın vazgeçmesinin zamanı gelmiştir hatta geçmiştir” ifadelerini kullandı.

Yeni anayasa tartışmalarının vatandaşın gündeminde olmadığına değinen Özdağ, “Vatandaş sabah buzdolabını yeni anayasayı görmek için açmıyor. Peynir var mı, tereyağ var mı, zeytin var mı diye bakıyor. Yok. Çünkü bunların hepsi artık lüks” diye konuştu.

Özdağ'dan sonra söz alan Remzi Çayır'da Özdağ'ın devam eden davasına ilişkin, “Zafer Partimizin Sayın Genel Başkanı Ümit Bey gerçekten donanımıyla ve görüşleriyle bu topluma faydalı bir çizgi oluşturmuşken kendisini içeride buldu. Ben 13 yıl içeride kalmış bir insan olarak onun neler çektiğini başından beri hep içimde hissederek yaşadım. Bir an önce özgürlüğüne kavuşması gerektiğini, düzenlenen iddianamenin bile gerçekten normal hukuk ile yönetilen devletlerde çok sıradışı ve gereksiz olduğunu bizzat müşade ettikten sonra toplumun topyekün ses vermesi gerektiğini bekledik. Topyekün ses vermedi toplum. Herkes kendi adamından yola çıkarak hukuka bakınca, cesaretlenen bir iktidar karşımıza çıkıyor ve hiçbir zaman kural tanımadan her sabah yeni bir operasyonla toplumuz huzursuz ediyor” ifadelerini kullandı.

"Bir takım senaryolarla Türk halkı kandırılamaz"

Bir basın mensubu tarafından terör örgütü PKK’nın temmuz ayı içerisinde Süleymaniye’de silah bırakacağı ve bunun da kameralar ile kayıt alacağına ilkişkin iddiaların sorulması üzerine Çayır, "Biz bunun ABD’nin bir senaryosu olduğuna inanıyoruz. Ortada sadece PKK yok ki. KCK var, PJAK var, YPG var, Suriye’nin Kuzeyi var, Suriye’nin güneyi var. Göstermelik bir takım senaryolarla Türk halkı kandırılamaz ve bu oyuna Türk milleti gelemez” yanıtını verdi.

Aynı soruya ise Özdağ, şu yanıtı verdi:

"Türkiye'nin elinde PKK'nın hangi silahlara sahip olduğunun envanteri var mı? Orta Doğu'da silah bulmak çok ucuz ve çok kolaydır. PKK 5 tane kalaşnikof, 6 tane biksi teslim etse ve bunların fotoğraflarını da yaysa bunun nasıl bir değeri olur? YPG'nin elindeki silahları PKK'nın elindeki silahlardan saymıyor muyuz? Eğer saymıyorsanız Kilit-Pençe harekatı sırasında Kuzey Irak'ta YPG'lilerin getirip Türk Silahlı Kuvvetleri'ne karşı kullanmış olduğu sofistike silahlar bunları teslim edilmesini isteyecek misiniz? İstemeyecek misiniz? PJAK'ın elinde bulunan silahlar konusunda ne düşünüyorsunuz? Son iki hafta içerisinde Suriye'den İran'a kaydırılan ve PJAK'ın sayısını arttırmayı hedefleyen YPG kuvvet sevkiyatı konusunda paylaşacağınız Türk halkıyla bir bilgi var mı? Özetle, bahsedilen süreç çok kötü yönetilen ve doğru bir noktaya doğru da gitmesi mümkün olmayan bir süreç. Bu süreçle ilgili 5 Temmuz'da yapacağım basıntı toplantısında daha kapsamlı değerlendirmelerde bulunacağız."

"Türkiye'nin objektif şartları birlik olmayı zorluyor"

Dışişleri Bakanlığı'ndan İsrail'e kınama
Dışişleri Bakanlığı'ndan İsrail'e kınama
İçeriği Görüntüle

Başka bir basın mensubunun, olası bir seçim durumunda milliyetçi cephede bir ittifak olup olmayacağına ilişkin soruyu ise Özdağ, şu şekilde yanıtladı:

"Henüz bir seçim atmosferi olmadığı için bir somut proje olarak ittifak sürecinden bahsetmek mümkün değil. Ancak şunu görüyoruz ki Türkiye'nin objektif şartları birlik olmayı zorluyor ve bu tarihsel bir vebal hepimizin omuzlarında. Hiç kimsenin kişisel menfaatlerini ve önceliklerini ön plana çıkartmaya hakkı yok. Hepimiz çocuklarımıza, torunlarımıza ve bu ülkeye karşı sorumluyuz. Bu sorumluluğu yerine getirecek şuur içerisinde davranmalıyız."

"Yeni bir muhalefet stratejisiyle Zafer Partisi sahaya inecek"

Zafer Partisi'nin "Terörsüz Türkiye" sürecine tepki olarak düzenlediği "Mehmetçik Katillerine Af Yok" mitinglerine devam edilip edilmeyeceği sorusuna ise Özdağ, "Tutukluluğum bitti, sürece muhalefetimiz devam ediyor. Ben tutuklandıktan sonra da arkadaşlarım Türkiye'nin değişik yerlerinde bu mitingleri sürdürmeye devam ettiler. Şimdi 5 Temmuz sonrasında yeni bir muhalefet stratejisiyle Zafer Partisi sahaya inecek" yanıtını verdi.