Ümit Özdağ'ın sosyal medya platformu X'den yayınladığı ekonomi tüyoları...
"Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Dünya Bankası ile yürütülenişbirliği kapsamında gelecek 5 yıllık döneme ilişkin mali işbirliği programı oluşturulduğunu belirterek, "Dünya Bankası’nın ilk 3 yıl içinde ülkemize ilave 18 milyar dolarlık finansman sağlayacağı Ülke İşbirliği Çerçevesi Programı, Bankanın İcra Direktörleri Kurulunda görüşülerek yürürlüğe girdi." dedi. Mehmet Şimşek’in duyurduğu “DB ve IMF den kaynak bulduk” açıklaması da tam bir Bayram gazı. Erdoğan’ın ABD gezisi öncesi yurt içinde işler iyiye gidiyor gazı bu. (Karadeniz Gazından sonra yeni ve son gaz bu) Önce şunu tespit edelim;
1-Türkiye gri listeden çıkmadan kimse kredi açmaz ve yatırım için ülkeye gelmez. Ülke kredi notu düzelmeden kimse Türkiye yatırım riskini almaz.
2-TÜİK enflasyonu yalan, bu yalan emekliye ve çalışana zam yapmamak amacıyla söylenmiş bir yalan.
3-Enflasyonun yalan olduğunu en İyi emekliler anlamış durumda bütün ülke satınalma gücünü kaybetti, fakirleşti ve hala ekonomi büyüdü, GSYİH 1.1 trilyonu geçti, kişi başı gelir 12.000 dolayı aştı YALANI nı bir başarı gibi açıklanıyor. Neden çünkü reel getiri hesabı TÜİK düşük enflasyonundan hesap yapılınca ekonomi GSYİH artışı büyüğüne oldu gibi yalanı söyleniyor. Bu yalan için soralım ülke büyüdüyse bu para nereye gitti? 1.1 trilyon dolar değil 800-850 Milyar dolarlık bir ekonomi den bahsetiyoruz sapma %20-30 civarında. Yalan bu yalan.
4-Ülkenin nüfusu 86.3 milyon kişi görünüyor, halbuki 13 milyon sığınmacı ve kaçağa da vatandaş gibi yılda 11 milyar dolar harcanıyor. Bu durumda Devletin harcama yaptığı toplam nüfus 100 milyon kişi olması gerekiyor. O zaman 800 milyar dolar / 100 milyon kişi = 8.000 dolar kişi başı gelir, çıkar.
5-Dış ticaret açığı kontrol altına alınmış değil. İhracat yani üretim yapabilmek için ülke de üretim ithalata bağımlı, ithalat yapılmadan ihracat yapılamıyor, zaten bu açık geçen yıl 100 milyar doları geçti, şimdi 70-80 miktar dolara düşmesi bir başarı da değil. Tarım ve sanayi üretimini düzeltmenden, ithalat bağımlılığını azaltmadan, bunun için yatırım ve program yapmadan, ekonominin düzelme ihtimali yok.
6-Tek başına para politikası İle Türkiye’nin bu ekonomik çöküşten çıkma ihtimali yok.
7-IMF programı ve DB kredisi bulduk demek = Türk halkı acı reçete ile karşı karşıya kaldığında “ne yapalım IMF istedi” diyerek, acı reçeteye yakandan kılıf bulmak anlamına gelmektedir. Neden çünkü İMF bazı kurallar ve standartlar dayatır, IMF TÜİK in yalanını zaten herkesten önce görmektedir.
8-IMF nin modern KAPİTÜLASYON olduğu ve bu borçlanma ve imtiyazların veya kredilerin sonucunda ülke önemli kurumlarını yabancılara, kaptırmış olacak, günümüz şartlarında devlete ve özel sektöre alınan borçların ve tahvil yolu İle burçların günümüz dünyadında ekonomide kriz çıktığında, şirketlerin değeri düştüğünde blok satış İle borç verenin elinde hisse ye dönüştüğünü bilmeyen kalmadı.
9-DB ve IMF den bulduğun para sadece geçici bir süre psikolojiyi düzeltir.
PEKİ, YAPILMASI GEREKENLER;
Harcamayı durdur, israfı durdur, tasarruf tedbirleri uygula ilk kural bunlar. İkinci kural KÖİ ve enerji ödemelerini durdurun, sığınmacılara harcadığınız yıllık 11 milyar dolar ödemeyi sına erdirin. İnsani yardım adı altında yılda 7 milyar dolar yabancı ülkelere yardımı ve örtülü ödenek hovardalığına son verin. Şimdilik 1 trilyon TL ye malolmuş olan kkm tasfiye edin. Hani önce havuzun çatlakları kapatmak lazım yoksa baraj su tutmayacak. Acı reçeteyi sadece çalışan ve emekli ödememeli. Öte yandan Bartu Soral’ın DB’nın işlevi ile ilgili çarpıcı özetini lütfen aklınızda tutun."