Bütün "ülkücü" ve Milliyetçi Hareket Partili camiaya aşağıdaki soruların cevapları üzerinde düşünmeğe ve cevaplarını bulmaya davet ediyorum. Bu belirttiğim konuları ayrıntılarıyla kendi aramızda tartışabiliriz. Herkes kendi üzerine düşen görevi yapmaz ise,dışarılarda suçlu arar olur ve evini yıpratır. Bir tek görevi var TÜRK MİLLİYETÇİLERİNİN. Ülke ve dünya meselelerini doğru öğrenip, bilgilerini bütün insanlarla paylaşmak. Bunun da tek yolu okumak.

MHP yöneticileri, nerde ne zaman yanlış politika izledi de seçim kazanamadı. Mahallindeki idareciler bu tür çalışmalardan ne kadar sorumludurlar. Üzerlerine düşün görevleri yapmış mıdırlar? Somut örnekleriniz var mıdır? Genel Merkezi suçlamak için. Taşra yöneticileri Genel Merkezin mesajlarını doğru alabiliyorlar mı.

MHP’nin hangi söylemi veya davranışı "Doktrin’e” aykırıydı. Siyasi, ticari, ahlaki hangi değere karşı çıkmıştır. Türk Milleti için gerekli olan her türlü kanun kimden gelirse gelsin yanında olmuş mudur.

Son yıllarda, hangi konuda felsefesinden taviz verdi. Türk ve İslam sentezine, 9 Işık Dünya görüşüne nerede nasıl ifade şekliyle, davranışıyla ters düştü. Hangi konuya sessiz kaldı, hangi konuda ilgisizce davrandı.

MHP mi kendisini anlatamıyor, yoksa MEDYA mı anlatmıyor. Ya da ALO FATİH hattında mı bir dayatma yapılıyor. Medyaya davet edildiklerinde ki şartlardan haberimiz var mı.Televizyonlara çağırılan MHP yetkilileri karşısında, reyting sağlayıcı ve toplumu ayrıştırıcı bir konuşmacıyla beraber olması halinde davet edildiklerinden haberdar mısınız.

Ya da bütün ülkücüler-Milliyetçi Hareket Partililer; El ve gönül birliği ile BENGÜ TÜRK televizyonunu izliyor, TÜRKGÜN; Ortadoğu Gazetesi alıp okuyor mu. İki tane basılı ve görsel medyayı ayakta tutmak için gayret sarf ediyor mu. Kendi medyasına bütün ülkücüler maddi ve manevi destek veriyorlar mıdır?

MHP mi yanlış yapıyor, Yoksa MEDYA mı yanlış gösteriyor. Algı operasyonu MHP ve Ülkücü camia üzerinde sıkça oynandığı görülmüyor mu.Her seçim öncesi eski ve yıllanmış ülkücü kimliklilerin sahaya sürülmesinden kimler sorumludurlar.

Bu ülkede ne kadar haklı olursan ol. MEDYAYI ele geçirmeden iktidar olunabilir mi, olunamaz mı, oluşturulan yandaş ve havuz medyalarında ne kadar paralar dönmektedir. Kimler nereden kazandıkları paraları bir yerlere veriyorlar.

Bir takım, entrikalar, ”Bizans”, ”Ali Cengiz “ oyunları, kurnazlıklar. Kim ya da kimler tarafından hangi siyasal yapıya uygulanmaktadır. Bizans’tan kalma iftira, dedikodu, gıybet milletimize kim ya da kimler tarafından ne zamandan beri uyarlanmaktadır.

İç ve Dış Mihraklara tavizler, demokratik, yasal, ahlaki olmayan uygulamalar, kimler tarafından dayatılmaktadır? Bu konuda MHP ve yöneticileri sessiz mi kalmaktadırlar? MEDYAYI etkilemek, yandaş yapmak mümkün müdür? Kul hakkı ile Medya Sahibi olunmalı mı olunmamalı mı.

Cevabımız, "MHP Haktan Hakikatten Ayrılmasın" ise: Sizler her konuyu ortalık yerde konuşarak birilerine oyun sahası hazırlamaya müsaade etmeyin. İktidar hırsı sizlerde ise, ne amaçla iktidar hırsı ile yanıp tutuşuyorsunuz. Eğer TÜRK Milletine hizmet ise ilada siyasal iktidar ila hizmet edilmez ki. Bulunduğunuz yerlerde de bu hizmeti pek ala yapabilirsiniz. Yönetme ve torpil ise bu inanca ve töreye terstir. Hırsınızı tatmin etmek için birçok yol olduğunu unutmayın. ”Önce doğruyu bilmek gerekir, doğru bilinirse yanlış da bilinir: Ama önce yanlış bilinirse doğruya ulaşılamaz”. FARABİ

Ülkücü ve Milliyetçi iseniz evinize ev halkına sahip çıkarak fitne ve fesada pirim vermeyin. Sosyal medya karanlıktır, oralarda karmaşaya sebep olurum diye düşünen mantıkta iseniz, oralarda bir gün aydınlanır ve vicdanınız sizi boğar. Cahil iseniz cesaretinize kurban gidersiniz”. Hırs, bir sandalın yelkenini şişiren rüzgara benzer; fazlası gemiyi batırır, azı da gemiyi olduğu yerde tutar”. WOLTAİRE.

MHP bu yollara tevessül ETSİN mi, ETMESİN mi? Hırsız, arsız, yalancı bir ekipte olmadığınız için de şükretmelisiniz.

Güzel ahlaklı olmanın alameti: İnsaflı olmak, arkadaşlarının hatasını görmemek, hüsnü zannetmek, suizandan (kötü zandan) kaçınmak, arkadaşlarının eziyetlerine göğüs germek, onlardan şikayetçi olmamak, hep kendi ayıp ve kusurlarıyla meşgul olmak, kendi nefsini kınamak, güler yüzlü olup, herkesle yumuşak konuşmaktır. Güzel ahlaklı kimse, edeplidir az konuşur,hatası azdır,gıybet etmez,Allah için sever, Allah için buğuz eder, emanete riayet eder, komşu ve arkadaşını korur. Bütün hasletlerin başı ise hayadır. Yüksek tepelerde hem yılana, hem kuşa rastlanır; birisi sürünerek, öteki uçarak yükselmiştir”. CENAB ŞAHABETTİN