Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, gurup toplantısında yeni anayasa için bir kez daha çağrida bulundu. 

  Bahçeli, bu çağrıya cevap vermeyenlerin Türk Tipi Nayasadan rahatsiz olanların vatan sevgisinden söz edilemeyeceğini vurguladı. 

  Bahçeli konuşmasının devamında şunları aktardı:

İçinde bulunduğumuz yıl aynı zamanda Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’nun da yüzüncü yılıdır.

1921 Anayasası’nın görüşülmesi ve kabulünde, yürürlükte bulunan Kanun-ı Esasi’de yer alan özel nisap ve usuller uygulanmamış, olağan yasalar için öngörülen kurallar işletilmişti.

İki ay süren ateşli tartışmalar sonucunda mutabakat sağlanıp esasen 23 maddeden teşekkül eden, ilaveten bir ayrık maddeden oluşan Anayasa Büyük Millet Meclis’inin 20 Ocak 1921 tarihli oturumunda kabul edilmişti.

1876 Anayasası üzerinde en tartışmalı konu “Hâkimiyet-i Milliye” kavramı olmuştu.

Özellikle 1909 yılından sonra daha da artan bu tartışmaların temelinde “Padişah mı yoksa Meclis-i Mebusan mı daha üstün?” sorusu sürekli gündemdeki yerini korumuştu.

1921 Anayasa’sının 1’inci maddesi, hâkimiyetin bilakaydüşart milletin olduğunu, idare usulünün de halkın mukadderatanı bizzat ve bilfilli elinde tutmasını baz almıştı.

Kurucu kahramanlar, İstiklal Savaşı’nın çerçevesini Anayasa ve yasalara uygun şekilde tesis ederek Kurtuluş Mücadelesi’nin meşru ve hukuki sınırlar içerisinde kalmasına titizlikle özen göstermişlerdir.

Bu demokratik hassasiyet, dönemin vahim ortamı dikkate alındığında, gıpta edilecek, hayranlık uyandıracak, örnek alınacak bir gelişme, bir yükseliş, bir kararlılık numunesidir.

Meclis, başına buyruk hareket etmemiş, bütün karar ve atılımlarını milli egemenlik ilkelerine, milletimizin tertemiz hür iradesine dayandırmıştır.

Bu kapsamda millet topyekûn ayağa kalkarak, üzerindeki ölü toprağı silkeleyip atmış, bununla mündemiç halde bulunan Büyük Millet Meclisi istiklal ve istikbal haklarımızı cesaretle müdafaa etmiştir.

1921 Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’nun üzerinden yüz yıl geçmiş olsa da, yeni anayasa arayışları, yeni anayasa hazırlıkları, yeni anayasa çalışmaları hiç sonlanmamıştır.

Maalesef son 60 yıla damga vuran darbe anayasaları millet ve devlet hayatının işleyişini adeta kilitlemiş, siyasi ve hukuki kutuplaşmaları tetikleyip beslemiştir.

Türkiye’mizin yepyeni, sivil nitelikli, geniş katılımlı, toplumun her kesimini içine alacak, tüm düşünce ve eğilimleri kapsayacak bir anayasaya ihtiyacı olduğunu görmek, bunun da gereğini müştereken yapmak lazımdır.

Teferruattan arındırılmış, yalın ve anlaşılır, hükümleri arasındaki çelişkilerden ayıklanmış, kısa, net, milli ve manevi hayatımızın esaslarını kavramış, bize özgü, bizi yansıtan, gelecek ile geçmişi temerküz etmiş, gerekçeleriyle gerçekleri yakalamış bir anayasayla Cumhuriyetimizin yüzüncü yıldönümünü kucaklamamız kaçınılmaz milli bir görevdir.

Bu tarihi göreve Milliyetçi Hareket Partisi önşartsız hazırdır.

Bu ihmal edilemez görevin şuuru Cumhur İttifakı’na ziyadesiyle hâkimdir.

Biz milli mutabakatı tarihte başardık, ahlakta başardık, kültürde başardık, kardeşlikte başardık, inançta başardık, iradede başardık, inanıyorum ki, aynısını bir toplum sözleşmesi, bir toplumsal uzlaşma halinde yeni ve sivil bir anayasa da yapabilir, başarabiliriz.

Yeni anayasa hedefi aynı zamanda Türk milletinin hedefidir.

Bu hedeften kaçanları millet affetmeyecek, tarih affetmeyecek, gelecek nesiller hiç affetmeyecektir.

Hayatın her alanında asgari müştereklerde, ortak değerler etrafında buluşmak, kaynaşmak, uzlaşmak zorundayız.

İç ve dış işgal cephesine karşı diri ve uyanık olmalıyız.

Anayasa konusunu günlük siyasi çekişmelerin, değersiz polemiklerin, köksüz anlaşmazlıkların dışında tutmalıyız.

Siyasi partilerden, mesleki ve sivil toplum kuruluşlarından, fikir ve düşünce hayatımızı yönlendiren çevrelerden yeni anayasaya karşı çıkan, itiraz eden, ayak sürüyen henüz görülmemiştir.

Herkes ittifakla darbe anayasasından rahatsızlığını dile getirmekte, yeni bir anayasanın yazılması gerekliliğine vurgu yapmaktadır.

O halde bazı siyasi zihniyetlerin sudan sebeplerle oyun bozanlık yapmaları, hem nalına hem mıhına vurmaları tutarsızlık ve samimiyetsizlik değildir de nedir?

CHP’nin kaçak güreşmesi, İP’in ucuz bahanelerin ardına saklanması nasıl yorumlanmalı, nasıl okunmalıdır?

Milletimizin istek ve iradesine sırt dönmek, kabaran beklentilere kulak tıkamak, sorarım sizlere, siyaset ve demokrasi adabının neresiyle bağdaşmaktadır?

PKK uzantılarıyla anayasa masası kurup taslak metin hazırlayan CHP ve İP’in milli ihtiyaca dönen meşru anayasa hazırlık sürecine bigâne kalması hangi anlayışın, hangi arayışın, hangi ahlakın ürünüdür?

Üstelik anayasa meselesini güçlendirilmiş Parlamenter Sistem talep ve teklifiyle işin başından itibaren baltalama çabası sorumsuzluk değil midir? Yanlış değil midir?

Parlamenter Sistem denenmiş ve dibi boylamıştır.

Konu demokratik vasıtalarla kapanmıştır.

Yönetim hayatımızda müstesna bir reform yapılmış, tarihi müktesebatımıza uygun, milli özlemlerle uyumlu bir sistem uygulama safhasına geçmiştir.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne, yani Türk Tipi Başkanlık Modeli’ne, abuk sabuk gayelerle, eften püften mazeretlerle, hatta tam bir gafillik numunesiyle karşı çıkmak, karalama yarışına girmek eğer cehalet değilse biliniz ki işbirlikçilik ve ilkesizliktir.

Bayatlamış taktiklere, bayağı telkinlere, baygın ve batık telakkilere karnımız toktur, bunları kabulümüz söz konusu değildir.

Yürürlükteki yönetim sistemiyle çatışmayan ve çelişmeyen yeni bir anayasa devlet yönetiminin gücüne güç katacak, milletimizin refah ve huzuruna en üst düzeyde katkı sağlayacaktır.

Bundan rahatsız olanların iyi niyetinden, vatan sevgisinden bahsetmek akıl ve izan tutulmasıdır.

Cumhuriyet’in yüzüncü yıldönümünü yeni bir anayasayla taçlandırmak, 1876’dan beri süregelen bu çerçevedeki gerilimleri yumuşatıp bir mutabakat metniyle bağıtlamak hakikaten bu ülkeye, bu millete yapılacak en önemli, en değerli hizmetlerden birisidir.

Bu hizmetin şerefine ortak olanları tarih saygıyla anacaktır.

Milliyetçi Hareket Partisi yeni anayasa vizyonunu kavramış ve kararlılıkla çalışmaya koyulmuştur.

Allah’ın izniyle yakın bir tarihte çalışmalarımız nihayete erecek, ortak akılla ve Cumhur İttifakı’nın ortak iradesiyle milletimizin şanına, şöhretine, vasfına, vakarına, varlığına müstahak bir anayasa hazırlık süreci inşallah tamamlanmış olacaktır.

CHP’ye sesleniyorum, gelin bu sürece sizde destek verin.

İP’e sesleniyorum, gelin bu onurun içinde sizde yerinizi alın.

El birliği yapalım, güç birliği yapalım, darbe anayasasından aziz milletimizi kurtaralım.

İstikbalin rotasını çizecek yeni bir sayfa açalım.

Unutulmasın ki, birlikten muzafferiyet, bencillikten mağlubiyet doğar.

CHP’den Et ve Süt Kurumu'na tepki! CHP’den Et ve Süt Kurumu'na tepki!

Gelin mağlubiyet yaşamayın, gelin mahcubiyet duymayın.