Özgür Özel: "Marmaris'i rantiyecilere teslim etmeyeceğiz" Özgür Özel: "Marmaris'i rantiyecilere teslim etmeyeceğiz"

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen Radyo Televizyon Gazetecileri Derneği (RTGD) 2019 yılı Medya Oscar Ödülleri Töreni'nde konuştu.

Konuşmasına tüm katılımcıları selamlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Medya Oscarları ödül töreni münasebetiyle sizleri Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, milletin evinde misafir etmekten memnuniyet duyuyorum. Radyo Televizyon Gazetecileri Derneğimizin yöneticilerine de bu güzel buluşmaya vesile oldukları için şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum." diye konuştu.

Bu seneki Medya Oscarlarına layık görülen televizyoncuları, radyocuları, muhabir ve sanatçıları gönülden tebrik eden Erdoğan, şunları kaydetti:

"Fedakarca yürüttükleri çalışmalarla halkımızı bilgilendirme faaliyeti yürüten medya mensuplarımıza şükranlarımı sunuyorum. Radyo Televizyon Gazetecileri Derneğimizin hem kendi alanında hem de sosyal sorumluluk projelerinde üstlendiği öncü rolü takdirle karşılıyor, derneğimiz hepsi de birbirinden önemli alanlarda birçok kritik projeyi başarıyla hayata geçiriyor.

Dördüncü senesini artık geride bırakan 'Sporla Kal Güvende Kal' kampanyasıyla şimdiye kadar binlerce gencimiz spor ve sanata teşvik edildi. Farklı branşlardan milli sporcularımız, gazetecilerimiz, sanatçılarımız, ülkemizin dört bir yanında ailelerimizle ve evlatlarımızla bir araya geldi. Yine gençlerimizi uyuşturucu ve her türlü bağımlılıktan korumak, aileleri bilinçlendirmek amacıyla 'En İyi Narkotik Polisi: Anne' projesi hayata geçirildi."

Derneğin, terör mağduru kadınların haklı mücadelesini dünyaya duyurmak için yürüttüğü çalışmaları da önemsediğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaklaşık 40 yıldır terörle mücadele eden bir ülke olarak örgütün gerçek yüzünü deşifre etme konusunda halen arzu edilen seviyede olunmadığını söyledi.

Bölücü terör örgütünün, askerin, polisin, öğretmenin, din görevlisini ve en çok da Kürt kökenli vatandaşların kanını dökerek varlığını sürdürdüğünü belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

"Baskıyla tehditle kandırarak dağa çıkardığı binlerce gencimizin kanından beslenen bu nebbaşlar, en büyük acıyı çocuklarını örgüte kaptıran analara yaşatmıştır. Kendi evlatlarını Paris'e, Londra'ya, Brüksel'e tatile gönderenler, analarından kopardıkları Kürt çocuklarını Kandil'e, Sincar'a, Suriye'ye ölüme yolladılar. Diyarbakır Anneleri, evlatlarına kavuşmak için açtıkları bayrakla hem korku duvarlarını yıktılar hem de terör örgütünün kanlı yüzünü ifşa ettiler. Terör örgütü sempatizanlarının kimi iğrenç saldırısına rağmen 500 gündür evlat nöbeti tutan bu cesur anneleri bir kez daha şahsım, eşim, milletim adına saygıyla selamlıyorum.

Ciğerparesine sarılmak isteyen bir ana yüreğini hiçbir tehdit korkutamaz, yıldıramaz. Anaları karşısına alan hiçbir yapı ne kadar çirkefleşirse çirkefleşsin hedefine ulaşamaz. Çocuklarını kurtarmak için çırpınan anaların önüne hiçbir set vurulamaz. Çünkü anaların evlatları için döktükleri her damla gözyaşında zalimi sarsan, zulmü deviren bir kuvvet vardır. Kandil'deki terör baronları ve siyasetteki uzantılarının Diyarbakır Annelerinin evlat nöbetinden korkmalarının temel sebebi de işte budur. Türkiye teröre, şiddete gözünü kan ve kin bürümüş katil sürülerine karşı yürüttüğü mücadeleyi inşallah anaların da desteği ile zafere taşıyacaktır, hiç endişeniz olmasın. Bu toprakların geleceğinde teröre ve şiddete yer yoktur, olmayacaktır. Şüphesiz bu süreçte hepimize özellikle de siz değerli basın mensuplarına, sanatçılarımıza büyük sorumluluklar düşüyor."

"Terörle mücadele tüm toplumun görevi"

Teröristle mücadelenin güvenlik kuvvetlerinin, terörle mücadelenin ise siyaset kurumundan medyaya tüm toplumun görevi olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ancak bu konuda ülke olarak yıllardır çok ciddi sıkıntılar yaşıyoruz. Türkiye'de bölücü terörün 40 yıldır bitirilememesinde bir dönem yapılan yanlışlar kadar kimi basın yayın organlarının terörü meşrulaştıran, masumlaştıran dilinin de payı bulunuyor." dedi.

Diyarbakır annelerinin sürdürdüğü evlat nöbetinin bu açıdan bir turnusol işlevi gördüğüne inandığını belirten Erdoğan, şunları söyledi:

"Kandil'deki teröristlerin reklam ajansına dönüşen kimi medya kuruluşları bırakın Diyarbakır annelerine destek vermeyi yaptıkları haberlerle bu masum eylemi itibarsız hale getirmeye çalıştılar. Aynı şekilde bölücü örgüte gönüllü avukatlık hizmeti sunan sözde insan hakları dernekleri bu annelerin feryatlarını kör ve sağır kesildiler. Bir kere ziyaret ettiklerini duydunuz mu, geldiler mi? Hayır, ama başka zamanlarda buralardan hiç eksik olmadılar. İttifak ortaklarını küstürmemek için devleti suçlayan, destek vermek yerine anaları desteye giden bakanlarımızın eleştiren partiler oldu. Diyarbakır'a kadar gidip bölücü örgütün uzantılarına şirinlik yaparken, iki adım ötedeki bu acılı anneleri ziyaret dahi etmeyen siyasetçiler gördüm."

"Hiçbir dayanışma mesajı duymadık"

"Lafa gelince demokrasiyi, çocuk ve kadın haklarını, özgürlükleri kimseye bırakmayanlar, evlatları dağa kaçırılmış annelere sahip çıkmadılar." ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

"Yine bu dönemde ne batılı medyadan ne de batılı insan hakları kuruluşlarından hiçbir dayanışma mesajı duymadık. 6-8 Ekim olaylarında onlarca masum insanın kanının dökülmesine sebep olan bir şahsı adaletten kaçırmaya çalışanlar, çocukları ellerinden alınan anneler için tek bir cümle dahi kurmadı. Ülkemizdeki muhalefet partilerinden sözde insan hakları örgütlerine, medyadan yazarlara kadar birçok kesim tam 500 gündür bu meselede üç maymunu oynadı. Diyarbakır Anneleri, haklı mücadeleleriyle sadece terör örgütünün karanlık yüzünü değil işte bu riyakarlığı da ifşa ettiler.

Terör ve şiddet konusunda ülkemiz içindeki ideolojik bağnazlığın ortaya çıkmasını onlar sağladı. Bu tablo karşısında Radyo Televizyon Gazetecileri Derneğimizin Diyarbakır Anneleri ile ilgili aldığı inisiyatifin daha da anlamlı hale geldiğine inanıyorum. Yurt dışındaki insanların bölücü örgütün bu coğrafyada açtığı derin yaraları öğrenmesi, anlaması, bizzat mağdurlardan dinlemesi önemlidir. Bu yönde atılacak her adımı desteklemekte kararlıyız. Derneğimizi bu yöndeki gayretleri için tekrar tekrar tebrik ediyor, Rabb'imden kendilerine Muvaffakiyetler diliyorum."

"Kendilerini hukukun üzerinde gören sosyal medya şirketlerinin baskılarına boyun eğmeyeceğiz"

Sosyal medya şirketlerinin, Türk mahkemelerinin terörü ve şiddeti öven hesaplarla ilgili kararlarının hemen hiçbirini uygulamadığını söyleyen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Sosyal medya lincine uğrayan insanların mağduriyetini giderecek hiçbir çabanın içine girmediler. Nasıl ülkemiz sınırları içinde teröre izin vermiyorsak, sanal dünyada da terör propagandasına, terörün zemin kazanmasına müsaade edemeyiz. İnsanımızın hak ve hukukunu gözetmede kendilerini hukukun üstünde gören sosyal medya şirketlerinin baskılarına boyun eğmeyeceğiz." 

Erdoğan, anlık mesajlaşma uygulamaları ilişkin, "Önümüzdeki dönemde bu alanda yerli ve milli altyapımızın gücünü arzu ettiğimiz seviyeye çıkartacağız." ifadelerini kullandı.