CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, CHP'nin Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu'na yönelik operasyonların icazetini ABD'den aldığını öne sürerek, "İmamoğlu’na karşı yaptığı darbenin icazetini Amerika’dan aldığı için, bugün Trump’a laf söyleyemiyor. Şu an Trump’a laf etse diyecek ki ‘İmamoğlu için beni aradı, ya da arattı, aracı koydu. Benden izin aldın İmamoğlu için. Şimdi bana nasıl laf söylüyorsun?’ der diye korkuyor, hiçbir şey diyemiyor” ifadesini kullandı.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Halk TV'de gazeteci İsmail Küçükkaya'nın sunduğu "Yeni Bir Sabah" isimli programda, Cumhurbaşkanı fdayı Ekrem İmamoğlu’nun serbest kalması için başlatılan imza kampanyasında ne aşamada olunduğu sorusuna şu yanıtı verdi:
“20 milyon sınırındayız. Tabii ilk başlarda çok yoğun, çok hızlı ve yetişilmesi zor bir talep vardı. Şu anda imza verebilecek 27 milyon kişiden 20 milyonuna ulaştığınızda o 7 milyon kişi için daha büyük bir emek vermek gerekiyor. Bunun için 180 binin üzerindeki sandık görevlisi sorumlusu arkadaşlarımız kendi bölgelerindeki 350'şer seçmeni tanıyarak imzaları topluyorlar. 20 milyon sınırındayız. 20 milyon kişinin erken seçim istediği bir ülkede yaşıyoruz. Bizim istediğimiz Erdoğan'ın oy aldığı kadar imza ile ona güvensizlik oyu söylemek. 27 milyonu hedefliyoruz. Bundan sonra geriye doğru sayacağız. Mahalle mahalle, kapı kapı, sokak sokak geziyoruz ve imza topluyoruz. Tekirdağ'da arkadaşlarımızın yanına birini getirmişler. Önceki ilçe başkanımız almış eline föyleri Tekirdağ'ın bütün köylerini gezerek 10 bin imza toplamış."
“Verecek 2.5 milyar dolar para olmadığı için zeytinlikleri feda ediyorlar”
Özel, zeytinliklerin madencilik faaliyetlerine açılmasını öngören torba yasaya ilişkin olarak, "Ben AK Parti'den ismini vermeyeceğim bir arkadaşa dedim ki, ‘Bu işten ne faydanız var? Siz bunu getiriyorsunuz kamuoyu kızıyor, geri çekiyorsunuz.’ Bu insanların belli hassasiyetleri var. Anadolu'da zeytin üzerine çok ciddi bir hassasiyet vardır. Ne gerek var? Herkesin bildiğini tekrar etti. Bu firmaya bu yeri vermişler. 2.5 milyar dolar da parayı almışlar. Aldıkları sırada da demişler ki, ‘biz halledeceğiz’. Firma diyor ki, ‘Ben zeytinlikten, zeytinden geçtim. Madenden geçtim. Bana paramı geri verin. Gideyim’. Verecek 2.5 milyar dolar para olmadığı için zeytinlikleri feda ediyorlar. Henüz meclisten geçmedi. İnsanlar mecliste oylanacağı ana kadar bunun mücadelesini vermesi lazım. Devamında Anayasa Mahkemesine gideceğiz” ifadesini kullandı.
“İnsanların dayanacak gücü kalmadı”
Özel, şunları kaydetti:
"22 bin liralık asgari ücret verildiği günden bugüne TÜİK hesabına göre 3 bin 500 lira eridi. İlk ay 6 ayda verilen zam bitti, ikinci 6 ay geçen seneden kötü olacak. Buna insanların dayanacak gücü kalmadı. Bunun için ara zam talebimiz var. Esnaf asgari ücrete zam istiyor ama kendim nasıl arttıracağım diyor. Ona da teşvik paketi hazırladık. Küçük esnafa, KOBİ’ye ve özellikle tekstil sanayisi gibi ihracatta düşük asgari ücretli ülkelerle mücadele etmek zorunda olan iş kollarına farklı teşvikler koymak lazım. Mısır'daki asgari ücret ile Türkiye'deki işçiyi karşılaştırdığınız zaman perişan olur bizim adam. Temmuz ayında emeklilere seyyanen zam, ikinci olarak asgari ücretliye ara zam en temel talebimiz. İktidara geldiğimizde kendi hazırlığımızda şu var: Bir yasa çıkartacağız. Asgari ücret nasıl zam görecek? Üç ayda bir enflasyon iyileştirilmesi ve artış alacaksınız diye kanun çıkartacağız. Otomatik zamlanacak asgari ücret Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında.”
CHP’nin 4-5 Kasım Kurultayı sonrasında yaşanan gelişmelerin sorulması üzerine Özel, şunları kaydetti:
"Cumhuriyet Halk Partisi'ni tartıştırmak lazım, Karıştırmak lazım. Bunun için görüyorsunuz bizi boykot yapınca kızıyorlar. Öyle ekipler çıkartıyorlar ki televizyonlara, yandaş kanallara, merkez medyaya teker teker her gece Cumhuriyet Halk Partisi tartışıyorlar. Bu sırada bir meczup Cumhuriyet Halk Partisi Kurutayı hakkında bir iftira attı Bursa İl Başkanımıza. O da kişiye dava açtı. Açılan davanın mağduruyuz. Ankara'ya yollayıp bir davaya çevirdiler işi. Sonuç odaklı değil, süreç odaklı bir türbülans yaratmaya çalışıyorlar. Sonucunda bir şey elde edemezler. Bu partiye ne kayyum atayabilirler ne seçimleri iptal edebilirler. Cumhuriyet Halk Partisi gitmiş, kurultay yapmış. Kurultayda yarışmışız. Kurultayın bir tarafında Sayın Kemal Kılıçdaroğlu var. Kurultayın başında Ekrem İmamoğlu var. Partiyi tartıştırmak, Ekrem Bey'i tartıştırmak için bin tane yalan atıyorlar. Bir yerden sonra artık gına geldi bunlara. Bir de bir hazırlık duyduk. Ankara'daki mahkemelerden alamadıkları kararı Anadolu'da bir mahkemeden alıp getirip partiye kayyum atamaya kalktılar.
“Dört genel başkan da lütuf ettiler ve ayakta alkışladılar”
Biz de olağanüstü kurultay kararı aldık. Hadi o delege gelsin bakalım dedik. Aynı delege geldi. Bu sefer geçerli oyların tamamını bana verdi. Orada da benden önceki dört genel başkan vardı. O delegeye ve kurultayın temizliğine yönelik yaptığım konuşmada da bütün salonla birlikte dört genel başkan da lütuf ettiler ve ayakta alkışladılar. Sayın Altan Öymen, Sayın Hikmet Çetin, Sayın Murat Karayalçın ve Sayın Kemal Kılıçdaroğlu. Bu saatten sonra daha ne tartışması? Ama halen Cumhuriyet Halk Partisi'ni tartışmaya çalışan bir anlayış var. 30 Haziran'da bir şey olmaz. Hukuken bir şey olmaz. Mümkün değil. Ama kim ne yapmaya çalışırsa çalışsın, Cumhuriyet Halk Partisi'ni asla ve asla müfterilerin, iftiracıların, meczupların karıştırmasına izin vermeyeceğiz.
"CHP’nin tartışıldığı bir süreç istiyorlar"
30 Haziran’da hiçbir şey beklemiyorum. Büyük ihtimalle başka bir tarihe ertelenecektir mahkeme. O tarihten sonra da başka bir tarihe ertelenecektir. Eninde sonunda da bir sonuç doğurmadan mahkeme bitecektir. Ama adamlar sonuç istemiyorlar. CHP’nin tartışıldığı bir süreç istiyorlar. Her akşam yandaş kanallarda CHP tartışılsın istiyorlar. Maksat bu. Bu türbülansın içinden bu partiyi de bu ülkeyi de biz çıkarırız. Bu kadar net. Hiç kimse endişe etmesin. Devletin eliyle, sarayın gücüyle, devletin bütün imkanlarıyla iktidara yürüyen CHP’nin, ayağını birbirine dolandırıp, kendi kendine düşürmenin hesabını yapıyorlar. Çünkü onlar düşüremedi. Yarışı biz kazanacağız. İçeriden çelme çakmaya çalışıyorlar. Seçilmemiş kimseye bu parti emanet edilmez.”
''O avukat arkadaşın bizimle bir derdi var''
Özel, CHP'nin 7'nci Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun konuya ilişkin açıklama yapmamasına yönelik eleştirilerin anımsatılması üzerine şunları söyledi:
''Geçen hafta Ekrem Başkan’ın yanına gittim. Ekrem Başkan dedi ki ‘Kemal Bey geldi. Ben kendisine dedim ki: Partiyi siz yönettiniz, kurultayı ben yönettim. Kurultayda bir şey var mı? Yok, dedi.’ ‘Bunu bir açıklasanız, bekliyor millet’ deyince, aynen size söylediğini demiş Genel Başkan. ‘Video çektim, söyledim kurultay tertemiz diye’ dedi. Sonra güya Kemal Bey’in avukatı bir arkadaş çıktı, abuk sabuk bir açıklama yaptı yeniden tartışma başlatmak üzere. Adam uğraşıyor, butlan olsun diye. Adam uğraşıyor sanki kurultayda şaibe varmış der gibi. İnanamıyorum o yapılan sorumsuzluğa. Sonra Ekrem Başkan Kemal Bey’e bir mektup yazmış. Bana söyledi. ‘Mektup yolladım’ dedi, ‘Bu avukatın sorumsuzluğu nedir? Bu arkadaş ne yapmaya çalışıyor? Sizin söylediğiniz sözü, bana söylediğiniz sözü öyle bir şey yok diye güya Genel Başkanı yalanlıyor. Beni yalanlıyor. Aramızda olan diyaloğu yalanlıyor’ diye. Kemal Bey onun gereğini mektupla veya açık iletişimle mutlaka yapacaktır. O avukat arkadaşın bizimle şöyle bir derdi var. Geçmişte Kemal Bey’in davalarını görmek için partiden ödeme alıyormuş. Bizim dönemde de çok uzun süre aldı. Sonra davalar azaldı. Ya benim avukatıma 1 lira ödemiyoruz. Bir partinin genel başkanını savunmak için para alınır mı ya? Bugün diyeyim ki ‘Avukatım görevi bıraktı.’ 20 dakika sonra kapıya 20 tane CHP’li avukat gelir, ‘Genel Başkanım seni ben savunacağım’ diye. CHP’li 50 bin, 100 bin avukat davalarıma gönüllü girer. Bu arkadaş, partiden ödeme alıyormuş. Partinin zaten imkanları dar, sorunumuz çok. Belli bir yerden sonra ‘Ödeme yapamayacağız’ dedik. Partiye düşmanlık yapmak için böyle işler yapıyorlar. Bana geldi, ‘Sizi de savunayım. Ben sizi severim geçmişten beri' dedi. 10 yıldır partiden maaş almış. Beni savunmak için partiden para istiyor. Ben de dedim ki ‘Böyle bir şey yok arkadaş.’ Benim avukatım var. Benim avukatlarım bugüne kadar partiden bir kuruş para almadılar, almayacaklar. Bunun üzerinden düşmanlık yapıp Kemal Bey ile Ekrem Bey arasında konuşulan şeyi dışarıda yalanlıyor.”
“AKP’de siyaset makinası durdu”
Özel, şunları kaydetti:
''Adalet ve Kalkınma Partisinde siyaset makinası durdu. Üretemiyor. Halkın sorunlarına çözüm üretemiyor, pozitif gündem üretemiyor. Siyaset umudu örgütlemektir. İnsanlara umut vermek ve sonra verdiğin umut doğrultusunda hizmet vermektir. Siyaset makinası durdu. Siyaset üretmeyenler kumpas üretiyorlar. Kumpas üretenlerin aklı fikri iftiraya, çelmeye çalışıyor. Seçimi kazanamıyorlar iptal ettirmeye kalkıyorlar. Ekrem Bey’i yenemiyorlar hapsetmeye çalışıyorlar. Ekrem Bey’in karşısına seçimi kazanacak aday bulamıyorlar, Ekrem Bey’in adaylığına mani olmaya çalışıyorlar. Bunların hepsi bu milletten döner. Millet bunu affeder mi? Asla affetmeyecek. Ekrem İmamoğlu normalde Cumhurbaşkanı seçilirdi, CHP de birinci parti olurdu. Biz belki 200-210-215 milletvekili ile başka partilerle falan… Bu yaptıklarından sonra CHP’yi 300’ün üzerinde milletvekilliğine taşıyorlar, Ekrem İmamoğlu’nu da birinci turda seçimi alacak noktaya getiriyorlar.
“O çok kolay iş ama Tayyip Bey'den farkım kalmaz''
Biz yola çıktığımızı geride bırakmayız. Biz yoldan gelene alan açarız, yanımızda herkese yer var. Ama kimseyi geride bırakmayız. Hele hele bir arkadaşım benim, bugün hapisteyse ona sırtımı dönemem. Her hafta gidiyorum ben. Bakın Cumhuriyet tarihinde herhangi bir Genel Başkanın cezaevi ziyaretlerine bakın. Partisinden tutuklu bir milletvekili varsa bayramda bir ziyaret yapmıştır. Bir bakın bakalım, her hafta hem arkadaşına hem imkan olduğunca 8 kişi 10 kişi. Ben dün Tekirdağ Cezaevi’nde ziyaret ettiğim üç kişiyi hayatımda ilk kez gördüm. Ama niye? ‘Koskoca Genel Başkan kalkmış Tekirdağ’a gelmiş. Ekrem Başkan’ı her hafta ziyaret ediyor. Biz de içeride yatıyoruz, İBB personeliyim, bana gelmedi’ demesinler diye gittim. İyi ki gittim. AK Partili biriyle tanıştım orada. Diyor ki ‘AK Parti döneminde yapılıp da bugün başka yapılan hiçbir şey yok’ diyor. ‘Ben hep aynı imzaları atıyorum’ diyor. AK Partide aklı başında, vicdanı olan, geçmişte önemli görevlerde olan bir kişi çıkıp bu dosyayı savunmuyor. Savunamaz. Sandıktan kaçmanın kimseye faydası yok. Sandıktan kaçan kendisini inkar eder. Kaçamazsın. Bu millet her şeyini verir sandığı vermez.”
"Tarihte hiçbir partinin uğramadığı baskı altındayız"
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın "CHP baskı altında" sözlerinin hatırlatılması üzerine Özel, "Tarihte hiçbir partinin uğramadığı baskı altındayız. Çünkü biz tarihin akışını değiştirecek adımlar atıyoruz. Bizim Erdoğan'ı yenecek adayımız var, enerjimiz var, gücümüz var ve buna karşın Erdoğan'ın iktidarını kendileri açısından olmazsa olmaz gören bir ekosistem var. O buna direniyor ve bunun için devletin bütün imkanlarını, meşru, gayri meşru bütün imkanlarını bize karşı kullanıyor. Tarihin en büyük saldırısı, iftirası, işkencesi altındayız" ifadesini kullandı.
"Bizim Müsavat Bey’le aşamayacağımız bir zorluk yok"
TBMM Genel Kurulu'nda İYİ Parti ve CHP arasında yaşanan "Talat Paşa" gerginliğinin sorulması üzerine Özel, "Oluyor bunlar. Meclis’te olur. Müsavat Bey ve biz Grup Başkanvekili olarak çok görev yaptık. Birbirinin gözüne bakarak anlaşan bir süreci yürüttük. O kadar birbirimizden anlarız. Bazen birimiz zora düşer, öbürümüz toparlar. Bazen öbürümüz düşer, o toparlar. Destek atarız, yardım, işbirliği yaparız, şakalaşırız bu işleri Meclis’te çözeriz. Meclis’te ilk hafta. Arkadaşımız kendi ifadelerindeki gibi ilk haftanın heyecanı içinde. Yanında görev yapan arkadaşımız da aslında kürsüde tecrübeli olmasına rağmen, olmayacak iş yaparak Başkanlık Divanı'na vurunca işler karışmış. Arayı verdiler arkada çözülse iyiydi, çözülmemiş. Biz bugün çözeriz o işi. Müsavat Bey’le aşamayacağımız zorluk yok. Biz ne günlerden geçtik. Aynı Meclis’teyiz. Onun Genel Başkanı masadan kalktı. Sonra geri oturdu. Onun partisinden bilmiyorum ama 30 milletvekili bizim hakkımızda, Kemal Bey hakkında çok sert tweetler attı, silindi. Biz öyle bir süreci kavgasız yönetmişiz Müsavat Bey’le, bizim aramızda bir şey olmaz. İki parti birlikteydik. Birimizin lideri masadan kalktı. Birimiz oradaydık. En büyük gerilimi gruplarımızı kavga ettirmeden, en iyi şekilde geçtik. Müsavat Bey ile aramızda bir ağabey-kardeş, bir dostluk, güvene dayalı bir hukuk var. Bizim aramızdaki hukuk, her zorluğu aşmaya yeter" ifadesini kullandı.
Özel, şunları kaydetti:
"Kendi Genel Başkanımıza sahip çıkar gibi Sayın Ümit Özdağ’a sahip çıktık. O da geldi, asansörden çıktı ki Ümit Başkan’la biz cezaevinde bile el sıkışıyorduk. Birbirimize sarıldık, tutamadık kendimizi. Neden? Çünkü bir gönül bağı ve samimi bir dayanışma. Ben biliyorum ki yarın beni içeri atsalar, Ümit Özdağ da aynı dayanışmayı gösterecek. Sahayı korumak, topu korumak, maçı korumak önemli. Sonrasında elbette Selahattin Demirtaş’la Ümit Özdağ karşılıklı siyaset yapacak. Birbirine şut çekecek, gol atacak. Biri kazanacak, biri kaybedecek. Ama önemli olan maçı yapabilmek. Biz bu maçı Cumhuriyet’le kazandık. 1950 seçimlerinde iki takımın maç yapabilmesini... Ama 1923’te sahayı inşa etik. Birkaç kere topu şişirdik, patladı. 1946’da top vardı, kazanan değişmedi. 1950’de kazanan değişti, iktidar değişti. O günden beri demokrasi var ülkede."
"Muharrem İnce’ye ‘Burası senin evin, istediğin zaman gelirsin’ dedim"
Özel, Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce'nin, CHP'ye dönmesine ilişkin soru üzerine, "Dönsün. Baba evi burası. Muharrem İnce eğrisiyle, doğrusuyla Cumhuriyet Halk Partisi’nde saatin vidasından gelen isim. Bu evin evladı. Muharrem İnce’ye ‘Burası senin evin, istediğin zaman gelirsin’ dedim. O da duygulu şekilde, ‘Bunu arkadaşlarımla konuşacağım’ dedi. Bugün nihai kararı verecekler. Ben olumlu olacağını düşünüyorum. 80 bin üyesi var Muharrem İnce’nin partisinin. Öyle partiyi birleştirme falan değil. Parti duracak ama Muharrem İnce ve arkadaşlarını baba evine, CHP’ye davet ediyoruz. Ben böyle günde, bütün muhalefeti kucaklarken kendi içimizdeki bir ayrışmayı… Çünkü partinin içinden parti çıkmış. Az bir travma değildir yani. Bölünmüş parti; ha büyük parça, küçük parça. Partinin içinden parti çıkmış, gitmiş başka parti kurmuş. O geri dönüş kıymetli bence. Bugün inşallah kendi il başkanları toplantısıyla, kendi yetkili kurul toplantısıyla bir karar verecekler" ifadesini kullandı.
"Trump'a ABD'ye karşı tavır alma zamanıdır''
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, ABD'nin İran'a düzenlediği hava saldırısı sonrasında Trump karşısındaki sessizliğine ilişkin soru üzerine Özel, "Sen Trump’a laf söylemeden Trump’ın şımarttığı ve Ortadoğu'daki işleri verdiği taşerona laf söylüyorsun. Bugün çıkıp Trump’a karşı tavır alma zamanıdır. Bugün çıkıp Amerika’ya karşı tavır alma zamanıdır. Bu Erdoğan bunu 1 Mart tezkeresinde yaptı. Deniz Baykal ve arkadaşları olmasaydı, o zaman iktidarı karşılığında yani daha Genel Başkan’ken ve partisini iktidara taşımadan verdiği bir sözü tutmak için 1,5 milyon Iraklının öleceği savaşın Amerikan askerlerini Doğu ve Güneydoğu’dan geçirtecekti Mersin’den sokup. Biz engel olduk. Bugün İmamoğlu’na karşı yaptığı darbenin icazetini Amerika’dan aldığı için, ‘İmamoğlu’na darbe yapacağım, müsaadenizle’ deyip, icazet alarak 19 Mart darbesini yaptığı için Trump’a laf söyleyemiyor. Bugün Trump’a net bir laf söylesin. Trump’ın sağı solu belli olmaz. Hani diyor ya, eskiden diyor ki, ‘Bu can bu bedende durdukça Rahip Brunson’ı vermem. Ver papazı, al papazı’ diyordu. Trump bir tehdit etti. Şimdi de diyor ya, ‘Papazımı ondan istedim, hemen verdi.’ Şu an Trump’a laf etse diyecek ki ‘İmamoğlu için beni aradı, ya da arattı, aracı koydu. Benden izin aldın İmamoğlu için. Şimdi bana nasıl laf söylüyorsun?’ der diye korkuyor, hiçbir şey diyemiyor" ifadesini kullandı.
Özel, Avrupa programına ilişkin olarak, "Eurofighter çok önemli. Avrupa’daki bütün temaslarımızda Eurofighter konusunda Türkiye’nin tezlerini savunan, Türkiye’ye Eurofighter verilmesi ile ilgili talebi dile getiren bir gündemimiz de olacak. Hava savunmamız açısından çok önemli" dedi.