Her şey çocukluğumuzda “Elalem Ne der?” ile başladı! Toplum olarak; bu temel öğretinin amacından saptık ve gölgesinde kaldık uzunca bir süre! Genlerimize uygun bir gelişim süreci olan; özgürlüğüne düşkün, dik duran eğilmeyen, kendini arayan ve bulan, özüne dönen! Bir gelişim süreci yaşayamadık…  “Elalem ne der?” İle başlayan ve gelişimimizi sekteye uğratan tenkitler; binlerce yıllık tarihi boyunca var olmuş, devlet kurup devlet yıkmış, 7 kıtaya da ayak basmış ve bayrak asmış bir milletin evlatlarını, süklüm püklüm itaatkar ve zincirsiz köleler haline dönüştürmüştür! Sürecin bu hale gelmesinde, uzaktan kumanda edilen tarikatların ve türevi siyasilerin etkisi ise yadsınamayacak düzeydedir! Omurgasız, kişiliksiz, şuursuz ve mandacı siyasilerin iktidarında; ABD’yi hami devlet,  Avrupa Birliğini kurtuluş, İsrail’i yakın dost, İngiltere’yi ise bölgenin mimarı olarak gördük! Her sözün başında ise; ne derler? Uygun görürler mi? Sorularının etkisinde kişiliğimizi kaybettik…

   Atamız Bilge Kağan’ın “Ey türk; üstte gök çökmedikçe, altta yer delinmedikçe, senin ilini ve töreni kim bozabilir? Titre ve kendine dön!" diyerek dikkatlerimizi çektiği sözleri ne zaman kulaklarımızda çınlasa; tarifsiz bir zaferin mimarı olduk milletçe!En son kendimize geldiğimizde; Yedi düvele karşı verdiğimiz kurtuluş mücadelesi sonucunda Cumhuriyeti ve dolayısıyla bağımsızlığımızı ilan etmiştik tüm dünyaya!

   Bu gün, içinde bulunduğumuz stratejik, siyasi ve sosyo-ekonomik koşullara rağmen Türkiye, bölgesinde güçlü bir aktör olmayı başarmıştır. Binlerce yıllık deneyime sahip olan  “Devlet Aklı” nın iktidarında Türk Milleti, Titreyip Kendine Dönmüştür! Ancak, bu durumdan rahatsız olan işgal devletleri; çeşitli terör eylemleri, ekonomik yaptırımlar ve yalnızlaştırma politikaları ile ülkemizi kuşatma ve kontrol etme gayreti içerisine girdiler… Kuşatmak ve kontrol edebilmek için; kimi zaman terörü, kimi zaman ise ekonomik yaptırımları devreye aldılar! Ve hatta o kadar çirkinleştiler ki! Sabotaj yapıp ormanları yakmaktan da geri kalmadılar…

   Eskiden gizliden gizliye yürüttükleri eylemlerini, artık aleni olarak ifşa etmekten, kartlarını açık oynamaktan geri kalmadılar! Birkaç gün evvel kendi WEB sitesi üzerinden vatandaşlarını uyaran ABD Türkiye Büyükelçiliği yakın zamanda Türkiye’de terör saldırılarının olabileceğine dair iddialarda bulundu! Devamında, Amanos’lardan Paramotor ile Hatay’a intikal eden teröristler tarafından 26.10.2020 tarihinde İskenderun’da bombalı saldırı gerçekleştirildi! Birçok terörist eylem ise hazırlık aşamasında etkisiz hale getirildi!Anlaşılan o ki! Yıllardır bölgeyi kaos ile yönetenler; terör eylemlerini sadece ihale etmiyorlar! Planlıyor, lojistik destek sağlıyor, takip ve tehdit ediyorlar!

   Aynı zamanda uyguladıkları ekonomik yaptırımlar ile; piyasaları ve siyaseti dizayn etmeyi amaçlayan işgalci zihniyet, emir uşağı ve sözcüleri olarak da; omurgasız, kişiliksiz, süklüm püklüm, “ne dediklerine ve diyeceklerine kulak kabartan siyasileri” kullanıyorlar. Ne yazık ki ülkemizdeki siyasiler, çoğunlukla milli duruş ve reflekslerinden uzaklaştıkları için bu oyunu göremiyor, üretkenlikten uzak, teslimiyetçi bir politika ile güdümlü siyaset izliyorlar!

   Geçmişten günümüze süregelen hafızamızı gözden geçirecek olursak geleceği tahmin etmek hiç de zor olmayacaktır! Millet olarak bundan sonraki süreçte; Özgürlük diye haykırdıkça, tam bağımsız Türkiye dedikçe, Turan ellerindeki kardeşlerimize el uzatıp, mazlumların sesine kulak kabarttıkça; devam eden terör saldırılarına, ekonomik yaptırımlara, güdümlü siyasilere ve başkaca yaptırımlara maruz kalabiliriz! Yılmayacağız, yıkılmayacağız, başaracağız, başaracağız, başaracağız! Çünkü, biliyor ve iman ediyoruz ki; Her Kut’lu doğum sancılı olur!...

“Efendiler Yarın Cumhuriyeti İlan Ediyoruz!” (Gazi Mustafa Kemal Atatürk)

29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun!...

                                                                                                                                                                           Ferhat BOZER