Akıl pazara çıkmış, yine de herkes kendi aklını satın almış. Lakin akıl akıldan üstündür... Doğru yada yanlış binlerce sual sorup, doğru ya da yanlış binlerce cevap ararız öğrenmek için. Öğrendiklerimiz akla kılavuzdur zira. Akıl dışı şeylerle karşılaşsak da, öğrenmekten geri duramayız...

   İlk duyduğumdan beri aklımı karıştıran, bütün insanlığı fiilen içine çeken korona illetinden bahsetmek istiyorum. Stratejistler illet ortaya çıkmadan 3­­-5 yıl önce siber savaşlardan bahisle bugün ki fiili durumu anlattıklarında boş işlerle uğraşıyorlar diye düşünmüş idim açıkçası, içime bir ukde gibi otursa da... Sanal bir dünyadan gerçek dünyaya tehditler savuruyorlardı, fizik ötesi hikayelerine benzeyen. Lakin bunun nasıl yapılabileceğini kestiremiyor, acabalarıma cevap bulamıyordum.

   Biliyordum, insanı ilgilendiren meselelere kayıtsız kalmamalıydık. İtikadımızda insan mükerrem yaratılmakla, yaratılmışların en değerlisiydi... Büyükler demişlerdi; '' her bir insanın doğum vakitlerine bağlı zayıf ve güçlü tarafları vardır. Bunu tıbbi teknolojilerle takip edecek keşif ve uygulamalar geleceğimizde başaracağımız işlerdendir. ''

   "Anasırı Erbaa" (dört unsur) denilen ateş, hava, toprak, su insan bedeninin cevher varlığındandır. Belirli terkipler, düzenler içinde bulunur beden varlığında... İnsanın mahiyetinde beden, akıl, nefis, ruh, zeka bulunur. İnsan mükerrem olduğundan, bedeni de mükerremdir.

   Bu sebeple insanlığa hizmet azizdir, hikmetlerle doludur... Tababet, Allah (Celle Celalü hu) tarafındaki mesleklerdendir. O'na asi gelen mesleklerde, işler de vardır elbette. Bunların tarafı şeytani işler, mesleklerdir.

   İnsanların toplu ölümlerine sebebiyet vermek, buna kastetmek şeytani işlerdendir mesela. İlim karşısında aciz kalan, insana apaçık düşman olan şeytan, işini görüyor anladığım.

   Bütün insanlığı teslim alan korku üzerinden dünya devletlerini alt-üst ediyor. Bunca devletin geleceğini yönetmek iddiasındaki istihbarat örgütleri perişan...Çoğu yalan birçok tedbirlerle vaziyeti idare-i maslahat ediyorlar dünyada... Hele durumdan vazife çıkarıp güya tedbirmiş gibi yapılan işler, içler acısı.

   Mesela ülkemizde gerçekte ilmi verilerle tesiri kesin olmayan, tütün yasaklarına müracaat etmek, tam da aldatmacadır. Mutlak olduğuna dair veriler yeterli ise toptan yasaklayın anlarım, değilse ölüme mahkûmun sigarası ile, çayıyla uğraşan kırılır. Ölüm korkusu arkasında konuyla direk alâkalı olmayan tedbirler, güven duygumuzu zedeliyor.

   Halâ bazı ilim adamları covid 19 un kitle imha silahı olduğunu iddia ediyorlar ve asla ''test de yaptırmayın, aşı da olmayın'' diyorlar. Bizde, bilim kurulu ilk defa gördüğümüz bir uygulama. İnşallah bilim kurulu sütresi arkasında bir aldatmacaya şahit olmuyoruz.

   Diş tedavisine gidebilmek için zorunlu test gerekiyor ve bunu devlet imkanı ile yaptıramıyorsun. Özel tanı merkezine gidip indirimli tarife 850 lira ödeme yapıyorsun. Sonra suistimal var 250 lira üzerinde yapılan ödemeyi geri taleb edin diyorsun. Tavşana kaç, tazıya tut hikayesi... Neresini düzeltiyim...

   Zaten korkudan ezilen insanımızın, kırgınlık ve öfke nöbetlerine terk edilip, üretimden uzaklaştırılmasına sebep olunacağına, hayatı onarmak, başkaları için bir şeyler yapmayı başarmak, üç boyutlu yaratıcılığı iltimas etmek, çaresizlikten kurtulma ve heyecan oluşturmakla uğraşsak üretimi öne çıkarmaz mıyız?

   Tam da Türkiye'nin sağlık turizmi alanında anlamlı, değerli hedefler tutmuş ve hedefleri teminde başarılı iken, birtakım istatistikleri kullanıp algı ile insanımızı aldatmamak gerekir.!

   Yeri gelmişken bir teklifte bulunayım, siz de ilan edin. Pandemi için kurulan mesela Sancaktepe yerleşkesindeki hastane, pandemi sonrası yanık merkezi yapılsın... Eğer bu afetin bir gün yenilip yok edileceğine inanıyorsanız.

   Nasıl bir bilimsellik ki, teşhis yok, tedavi çok, testlerin güvenirliği yerlerde. Böylesine daha yüzlerce sual!  Güven duygumuzu yerlerde sürünmekten kurtarsanız ya... Yine de bilmiyorsanız söyleyeyim. Tedbir eldiven gibidir. Hileyi keşfedersiniz, ters yüz edince karşınızda duran şeye tedbir denir… Tedbir ilmi devlet ilmidir.

   Vaka artışları gerekçesi ile, salı gününden sonra bütün ülkede yeniden kapanacağız deniyor. İnsan hareketliliğinin önüne geçmeye çalışacağız. Hazırlanıyoruz. Hafta sonları cumartesi pazar bütün gün ve diğer günler saat 21' den 05'e kadar sokağa çıkmak, büyük şehirlerde toplu taşıtlarla ulaşım 65 yaş üstü ve 20 yaş altı için yasaklandı.

   Son tahlilde mücadeleye katkı vermek zorundayız. Ulul emre itibar edecek, tahlil de yaptıracak, aşı da olacağız, acabalarımızı da saklı tutacağız. Çünkü meçhul bağımlılık, bilgi ise bağımsızlık, hürriyet sebebidir...

   Bedel ödeyeceğiz yine. 30 bin vaka, kaç bin hasta, günde 200 ölüm, korkuya kaptırdık paçayı nasılsa.  Aldatılmamak şartıyla gönüllüyüz ... de...

   ''83 milyonuz, bir milyon ölse 82 milyon yoluna devam eder, sıkıntı yok'' demeyin. Bir kişi bile bizim için çok fazla...

   Zira bir kişiyi bile kurtarmak bütün insanlığı kurtarmak gibidir itikadımızda...

            BAKİ SELAM' LAR...

                                               Ali İsfendiyar Çakıroğlu