DÜNYA

İsrail – Filistin meselesinde Türkiye’nin tavrı üzerine bir değerlendirme

Valday Uluslararası Tartışma Kulübü'nün Filistin-İsrail konulu 13. Ortadoğu Konferansına konuk olan Altınbaş Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Çağrı Erhan, İsrail – Filistin meselesini değerlendirdi.

Valday Uluslararası Tartışma Kulübü'nün Filistin-İsrail konulu 13. Ortadoğu Konferansına konuk olan Altınbaş Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Çağrı Erhan, İsrail – Filistin meselesini değerlendirdi.

Sputnik’ten Tatiana Şuvalova’ya açıklamalarda bulunan Erhan, Türkiye’nin tutumunu değerlendirdi. Türkiye'nin tutumunun BM Güvenlik Konseyi'nin İsrail’in işgal etmiş olduğu Filistin topraklarından çekilmesini öngören 242. maddesine dayandığını belirterek “Türkiye’nin Filistin meselesi ile ilgili tavrı böyle. Türkiye, 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen ve uluslararası alanda tanınmış bir Filistin devleti varolmadan Filistin meselesine adil ve kalıcı bir çözümün geleceğine inanmıyor. Dolayısıyla İsrail ile birlikte mutlaka bağımsız bir Filistin devletinin de olması, Filistin toprak bütünlüğü sağlanmış bir şekilde. Yani Gazze ve Batı Şeria’daki topraklarında bir arada içerildiği bağımsız bir devletinin varolması gerektiğini Türkiye yıllardır dile getiriyor. Bunun gerçeklşebilmesi için her şeyden evvel 1967’den bu yana Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından alınmış olan kararların İsrail tarafından harfiyen uygulanması gerekiyor. Bunların başında da 242 sayılı Güvenlik Konseyi kararı geliyor. İsrail’in işgal etmiş olduğu Arap topraklarından çekilmesini öngören karar.” Dedi.

Erhan, Türkiye'nin İsrail'in işgal ettiği Golan Tepeleri'nden çekilmesini de memnuniyetle karşılayacağını vurgulayarak, “Bu Batı Şeria’yı, Gazze’yi ve aynı zamanda Golan Tepelerini içeriyor çünkü İsrail sadece Filistin topraklarını işgal etmiş durumda değil. Aynı zamanda Suriye’nin Golan Tepeleri de İsrail’in işgali altında. Eğer bu işgale son verilirse işgal altındaki topraklara yeni yerleşim birimleri kurulmazsa, Filistin bağımsızlığını, egemenliğüni gerçekleştirebilmesi için İsrail’in de taraf olacağı bir yeni uluslararası düzen kurulursa Türkiye bunu memnuniyetle karşılayacağını ve bu süreç içinde gerekli desteği vereceğini ifade etti” dedi.

Şu anda bölgede barışın sağlanmasının en önemli şartının Gazze'de akan kanın durması olduğuna vurgu yapan Erhan, diğer sorunların daha sonra çözülebileceğini belirterek, şöyle devam etti:

“Ama bütün bunlar yarının meselesi. Bugünün meselesi Gazze’de akan kanın durdurulması. Gazze’de şu an yıkıntıların altında kalanlarla beraber 30 binden fazla Filistin’li öldürülmüş durumda. Bunların yaklaşık yüzde 70’i kadın ve çocuk. Yaklaşık 100 bin yaralı var. Şimdi en büyük mesele bunlara insani yardımın ulaştırılması. Daha fazla insanın Gazze’de öldürülmesinin önüne geçilmesi. Ve tabii ki bugün Refah’ta karşı karşıya kalınan insani krizin önlenmesi. Yoksa Filistin meselesi ile ilgili yıllardır süren hem uluslararası hem bölgesel düzeyde tartışmalar daha sonra da yapılabilir. Bu yüzden bugün Türkiye ağırlıklı olarak akan kanın durdurulması için neler yapılabileceğine odaklanmış durumda. Sayın Cumhurbaşkanın Mısır gezisinin önemli gündem maddesi de bu. Bölgesel komşuları olan Irak ve İran’la yaptığı toplantılarda ele alınan önemli konu bu. Yine Körfez ülkeleri ile Suudi Arabistan başta olmak üzere, Katar ile BAE ile yapılan görüşmeler ile ele alınan konu bu.”