Filiz Çağman, dünyanın sayılı el yazması ve minyatür sanatı uzmanlarından biri olarak gösteriliyordu. Tarihçi İlber Ortaylı görev değişimi sırasında Filiz Çağman'ın eteğini öpmüştü. Topkapı Sarayı’nın eski müdürü, dünyaca ünlü tarihçi, el yazması ve minyatür sanatı uzmanı Filiz Çağman 81 yaşında hayatını kaybetti.

 Yeri doldurulamaz bu kaybın ardından, sayın Yağmur Tunalı hepimizin yüreğine dokunan bir taziye paylaşımında bulundu.  İlber Hoca'nın "Saray nâzırı" diye bahsettiği, görevi devralırken eteğini öptüğü Filiz Çağman'dan; ''Ruh orduları sevkeden, eskinin devamı, değeri değere sığmaz, modern bir Türk kadınıydı. Osmanlı Hanedanının hanımları gibiydi.'' diye bahseden sayın Yağmur Tunalı Beyefendinin yazısını siz okuyucularımızla da paylaşmak istedik.

     Saygı, Rahmet ve Minnetle.. 

FİLİZ ÇAĞMAN DA GİTTİ
Biliyorum, okuyucularımın, takipçilerimin yüzde doksan dokuzu "O da kim?" diyecektir.
Biliyorum, bu memleketin asıl derdi bu soruda gizlidir.
Biliyorum değerleri bilmiyoruz.
Biliyorum, milletin asil evlatlarını bilmiyoruz.
Biliyorum bu büyük hudud savunucularını bilmiyoruz.
Biliyorum, tarihimiz, kültürümüz bizim derdimiz değil.
Biz ağzından köpük saçan Osmanlı'dan habersiz Osmanlıcı geçinen kabalıkların, kabadan kaba cahilliklerin kıskacındayız.
Filiz Çağman'ı nereden bileceğiz?

Filiz Çağman, Topkapı Sarayı Kütüphanesi'nin uzun yıllar müdürlüğünü etti.
Osmanlı tabiriyle tam bir "hâfız-ı kütüp"tü.
Yani, koruyan, kollayan bir kütüphane müdürü.
Yağmacılara göz açtırmadı.
Yazma hırsızlığının en azgın zamanlarıydı.
Dünyanın en önemli müzayede salonlarında, Sothebys'de, Christie's'de bizim yazmalar satılıyordu.
Özellikle minyatür ve çini panolar çokça görülüyordu.
En kıymetli yazmalar Topkapı Sarayı'ndaydı ve bütün hırsızların gözü oradaydı.

Filiz Hanım, saray kütüphanesinde dünya üniversitelerinden ve büyük bilginlerden gelen çalışma dilekçelerini bile titizlikle incelerdi.
Kabul ettiği araştırmacıları her an kontrol edecek bir sistem kurmuştu.

1987 yılında 11 bölümlük Klasik Sanatlar belgeseli için biz de izin aldık.
Tatil günlerinde çalışmamıza rağmen hem bir kaç adamı hem de kendisi geldi ve nezaret etti.
Bir gün bizimkilerin öğle yemeğinden sonra kütüphane önünde tavla oynadığını görünce kıyameti kopardı.
Haklıydı.
Zor ikna ettim ve o gün çalışmaları tamamladık.

Yıllarca utancımdan ziyaretine gidememiştim.
Bir yıl sonra Orhan Şaik Gökyay Hoca, hazırlayacağımız belgeselinin bazı röportajlarını orada çekmemizi istedi.
Saray'la o konuştu, gittik.
Orhan Şaik Hoca'ya " Yağmur Bey'in arkadaşları TRTciler böyle yaptılar Hocam. Olacak iş mi? Başkası olsa bir daha saraya sokmam. " dedi.

20 yıldan fazla Kütüphane müdürlüğü etti.
Hat ve özellikle minyatür sanatının dünyadaki en önemli bir kaç uzmanından biriydi.
Eserleri çok sağlamdır ve güzeldir.
Yaptığı işi sahiplenen, bilgisine görgüsüne titizlenen, dünyanın tanıdığı bir isimdi.

Sonra Topkapı Sarayı Müdürü oldu.
Namus abidesiydi.
İlber Hoca'nın deyişiyle, "Saray nâzırı"ydı.
İlber Hoca ondan sonra "Topkapı Sarayı Başkanı" oldu.
Hoca'nın onu saray usulü eteklediği fotografı pek hoştur.
Yanlış hatırlamıyorsam kendisi Başkan olmadan epeyce önceydi.

Filiz Hanım'ı her hatırlayışımda Yahya Kemal'in Topkapı Sarayı ziyareti gelirdi.
O tarihte, sanırım Kültür tarihimizin önemli isimlerinden Tahsiz Öz müdürdü.
Yahya Kemal sarayda Filiz Hanım gibi titizlikle çalışan genç bir Dârülfünun mezunu Lütfi Bey'e gider.
Her gün bir kaç saati onunla geçirir.
O ziyaretleri anlattığı yazısına "Bazı yerler vardır ki ruh eser derler." cümlesiyle başlar.
Topkapı Sarayı öyledir.
Eski eserlerle uğraşanlardaki ruh derinliği de böyledir.
O yazısı ve bu cümle hep hatırımdadır.

Şimdi Filiz Hanım'ı uğurlarken bu hatırlayışı da anarak veda etmek istedim.
Güzeller güzeli, tarih ve millet aşığı, emsali zor gelir değerimiz, ruh bekçimiz öyleydi.
Onlar sayesinde ayaktayız desem yanlış olmaz.
Ruh orduları sevkeden, eskinin devamı, değeri değere sığmaz, modern bir Türk kadınıydı.
Osmanlı Hanedanının hanımları gibiydi.

Değerlerine sahip ve tabii olarak düşkün memleketlerde bu değerde insanlar için ülke ayağa kalkar.
Çünkü milliyetçidirler ve milliyetçilik ancak bu kültür ve değer sevgisiyle olur.
Etikete değil bu sahiplenişe ihtiyacımız var.
Neye yanacağımı bilemedim.
Yandım.

Aziz, lâtif rûhundan böyle özürler diliyorum.

Binlerle rahmet! 

                                          İlber Ortaylı, görevi devraldığı Filiz Çağman’ın eteğini öpüyor.

Görüntünün olası içeriği: 1 kişi                                                                                             Yağmur Tunalı

1997-2005 yılları arasında Topkapı Sarayı Müze Müdürü olarak görev yapan Çağman, sarayın büyük onarımını ve yeniden yapılandırılmasını da sağlayan isimlerden biri olmuştu.

Çağman’ın vefatıyla ilgili İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü “Topkapı Sarayı Müzesi müdürlerimizden Filiz Çağman’ın vefatını teessürle öğrenmiş bulunuyoruz. Kültür hayatımıza ve müzeciliğimize önemli katkılarda bulunan merhumeye rahmet, yakınlarına sabırlar dileriz” açıklamasında bulundu.

FİLİZ ÇAĞMAN KİMDİR?

1940 Edirne doğumlu olan Filiz Çağman, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nin Estetik ve Sanat Tarihi Enstitüsü, Türk ve İslam disiplininden 1964 yılında mezun oldu.

NADİDE ESERLERİ GÜN YÜZÜNE ÇIKARDI

1964- 1997 yılları arasında Topkapı Sarayı El Yazmaları Kütüphanesi’nde el yazma kitap, minyatür, hat sanatları uzmanı olarak görev yapan Çağman, koleksiyondaki nadide eserleri gün ışığına çıkararak ulusal ve uluslararası alanda araştırmacılara açtı. 1971 yılında İstanbul Üniversitesi’nden “Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi Hazine 762 no.lu Nizami Hamse’sinin Minyatürleri” konulu teziyle doktor unvanını aldı.

TOPKAPI SARAYINDA 10 YIL SEMİNER DÜZENLEDİ

Topkapı Sarayı Müzesi’nde 10 yılı aşkın bir süre ulusal ve geniş katılımlı Sanat Tarihi Araştırmaları Haberleşme Seminerleri’ni düzenledi. Meslektaşları Nurhan Atasoy ve Zeren Tanındı ile birlikte minyatür ve cilt sanatına ilişkin eserler verdi. Asıl uzmanlık alanı olan minyatürlü yazmalar dışında saray nakkaşhanesi Ehl-i Hiref teşkilatı hakkında da çalışmalar yaptı.

TOPKAPI MÜZESİ’NDE 8 YIL MÜDÜRLÜK YAPTI

1997 yılında Topkapı Sarayı müze müdürü olan Çağman, 2005 yılında bu görevden emekli oldu. Müze müdürlüğü sırasında Topkapı Sarayı’nın diğer bölümlerindeki koleksiyonlar üzerinde de uzun yıllar çalışarak çeşitli eserler ile ilgili bilinmeyen noktaları ortaya çıkardı. 2001 tarihinde İspanyol (Katalan) “Anticuarios Reales Atarazanos” Vakfı tarafından altın madalya ödülüne layık görüldü. 2002’de Topkapı Sarayı Müzesi’ne “Tarihi ve Kültürel Miras” alanında Vehbi Koç Ödülü’nü kazandırdı.

İstanbul Valiliği'nden 1 Mayıs için "Taksim" kararı İstanbul Valiliği'nden 1 Mayıs için "Taksim" kararı

“TÜRKLER: BİN YILIN YOLCULUĞU 600-1600” SERGİSİNİN KÜRATÖRLÜĞÜNÜ YAPTI

Topkapı Sarayı müze müdürlüğünden emekli olduktan sonra Sakıp Sabancı Müzesi danışmanı oldu. Londra Kraliyet Sanat Akademisi’nde Ocak 2005’te açılan ve büyük ilgi gören “Türkler: Bin Yılın Yolculuğu 600-1600” başlıklı serginin küratörlüğünü Nazan Ölçer ve David Roxburgh ile birlikte yaptı. Çağman, hayatının son yıllarını doğduğu Edirne’de geçirdi.