İsmailağa Cemaati, Cüppeli’yi kovdu! İsmailağa Cemaati, Cüppeli’yi kovdu!

Tbmm seçimleri yeni yapılmış, meclis yeni kurulmuş, sonuç mustafa kemal’in beklentisine en yakın biçimde alınmıştı.
26 ekim 1923 akşamı gazi, kabineyi çankaya köşkü’nde toplantıya çağırdı.
bu toplantıda başvekil fethi okyar’ın istifası karara bağlandı.

27 ekim 1923 günü bu haber, gazete manşetlerinde yer alacaktı. ankara’da herkes bunun ne anlama geldiğini soruyordu birbirine.

bu günden bir sonraki gece, 28 ekim gecesi, gazi’nin çankaya’da verdiği akşam yemeğine, atatürk’ün yakın çevresi iştirak ediyordu, yemeğe latife hanım da katıldı.
latife hanım son derece heyecanlıydı. içi içine sığmıyordu.
çünkü o akşam yemeğinin gündemini biliyordu. sevgili paşası niyetlerini önce eşine heyecan ve içtenlikle anlatmıştı. latife hanım bu sebeple birkaç kez mutfağa inmiş, yemeklerin o akşam yaşanacak olayların şanına yaraşır olmasına özen göstermişti. mustafa kemal, arkadaşalarına, yemekten sonra “anayasanın bazı maddeleri üzerinde çalışacağını” bildirmiş, yeni başkan adayı olduğu söylenen ismet paşa’yı da bu çalışmaya davet etmişti. ismet paşa pek tabii bu daveti bekliyordu.

sofrada seçim heyecanı, seçim dedikoduları, yeni seçilenler, bu kez meclise giremeyenler hakkında konuşmalar sürüp giderken, mustafa kemal bıçağını eline aldı, doğruldu, derin bir nefes aldıktan sonra hafifçe tabağına vurarak: “efendiler” dedi ve mazhar müfit kansu’ya baktı…

o bakış karşısında mazhar müfit kansu, gazi’nin ne diyeceğini anlamıştı hemen.
zira atatürk o gece yapacağı konuşmasında bahsedeceği şeyi, 4 sene önce erzurum’da söylemiş ve not aldırmıştı mazhar müfit kansu’ya…
o alınan notları bir tek gazi, mazhar müfit ve bir de gazi’nin özel kalem müdürü süreyya bey biliyordu.

oysa o gece masada kimler yoktu ki;
ismet inönü, kazım özalp, mazhar müfit, ruşen eşref, ali fethi okyar, fuat bey, kemalettin sami paşa ve diğerleri…

işte şimdi sadece o 3 kişinin bildiği sırrı tüm dünyaya duyurma zamanı gelmişti.

evet, gazi tabağına vurarak “efendiler” dedi.
tekrar mazhar müfit kansu’ya bakarak konuşmasına devam etti.

gazi konuşmaya başladığında çıt çıkmıyordu yemek salonunda. “efendiler, yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz!”. kimseden çıt çıkmamaya devam ediyordu, ama herkeste bir şaşkınlık vardı.
gazi, tek tek herkesin yüzüne bakarak durumu kontrol ediyordu. şimdi sofradakiler yıldırım çarpmış gibi kalakalmıştı.

neden sonra, beyinlerinde şok yaratan bu haberi alkışlamak birilerinin aklına geldi ve yemek odası bir anda sanki patladı.

mustafa kemal uygun bir süre bekledikten sonra açıklamasını sürdürdü; “türkiye devleti’nin hükümet şekli cumhuriyet’tir. bunu anayasa’mıza yarınki meclis toplantısında koyduracağız. hazırlıklarımızı birkez daha gözden geçirmemiz lazım.”

evet, o gün o masada olan herkes mustafa kemal ile birlikte bir kez daha tarih yazmanın heyecan ve sevincini paylaşıyordu.
bu anı hep birlikte kutladılar, gecenin ilerleyen saatlerine kadar gülüp eğlendiler.
bu kadarcık eğlence elbette onların en doğal haklarıydı gece biterken herkes yarının heyecanıyla uykusuz bir geceye doğru yelken açtılar. ve ertesi gün, türk milletinin tarihindeki o kutlu gün, bozkurt atatürk‘ün en büyük hayali olan cumhuriyet devrimi ile birlikte bu tatlı gece sona eriyordu…

cumhuriyet bayramımız kutlu olsun.