Türkiye'nin dijital haritacısı Başarsoft, depreme karşı duyarlılığın artırılması için mart ayının ilk haftasında kutlanan Deprem Haftası'nda, binanızın depreme karşı riskini ölçümleyen DepremRiskim isimli bir mobil uygulama geliştirdi. Uygulama ile binanızın yüksek mi yoksa düşük riskli grupta mı yer aldığını görebiliyorsunuz.

Harita verilerine göre oluşturuldu

DepremRiskim uygulaması Amerikan Federal Acil Durum Yönetim Ajansının FEMA-154- Potansiyel Deprem Tehlikeleri için Binaların Hızlı Görsel Değerlendirme standartlarına dayalı olarak geliştirildi. Değerlendirme için gerekli olan sismik bölgeleme ise 2018 yılında Resmi Gazete'de yayınlanan Türkiye Deprem Tehlike Haritası verilerine göre oluşturuldu.

Bilimsel verilerle raporlanıyor

Oğlu ve karısı birlikte kaçmıştı: Aile Bakanlığı’ndan önemli açıklama Oğlu ve karısı birlikte kaçmıştı: Aile Bakanlığı’ndan önemli açıklama

Tamamen bilimsel veriler kullanılarak hazırlanan DepremRiskim uygulaması ile vatandaşlar binalarının fotoğrafını çekip, yapım yılını sisteme giriyorlar. Daha sonra yapı sistemi ile ilgili birkaç soruyu cevaplıyorlar. Uygulama, binanın risk değerini bilimsel bir altyapı çerçevesinde kullanıcıya raporluyor.

Neye göre riskli?

Binanın bulunduğu zemin türüne ait yüksek çözünürlüklü açık bir veritabanına erişim olmadığından dolayı rapor, tüm zemin koşullarına göre sunuluyor. FEMA standardına göre ağır hasar, bir binanın ilk yapım maliyetinin yüzde 60'ını aşan derecede hasar olarak tanımlanıyor. Hesaplama sonucunda uygulamanın ürettiği skor (S değeri), 2 ve/veya altında ise risk yüksek, 3'e yakın ve/veya yukarıda ise risk düşük olarak raporlanıyor.

Depremin etkisini azaltma amaçlı

Geliştirilen bu uygulamayla, vatandaşların depreme karşı güvenli bölgeler ve binalarda yaşama konusunda farkındalıklarının artırılmasını amaçladıklarını belirten Başarsoft CEO'su Alim Küçükpehlivan, “Bu uygulama vatandaşlarımızın depreme karşı daha hazırlıklı olmalarına ve depremden etkilenen vatandaşlarımızın sayısının azalmasına katkı sağlar. Depremle yaşamaya alışmamız gerekiyor ancak öngörülebilen risklerin azaltılması da bizim elimizde. Bu uygulama ile bir binanın bile riskli durumunun sonlandırılması halkımız için kazançtır diye düşünüyoruz.Çünkü sorunu çözmek için ilk yapılması gerekenin sorunu tespit etmek olduğunu biliyoruz.Bizce halkımız için çok yararlı olduğunu düşündüğümüz bu programın geliştirilmesinde birlikte çalıştığımız Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şenol Hakan Kutoğlu'na da katkılarından dolayı teşekkür ediyorum” dedi.