1980’den önce, ülkücü hareketin gençlik kadroları içinde aktif görevler aldığını biliyoruz. MHP’nin yayın organı Hergün Gazetesinde yöneticilik ve yazarlık yaptığını da. Enver Altaylı, aynen Kavuncu ailesi ve Ahad Andıcan gibi Rus esaretine girmiş Özbekistan’dan Türkiye’ye gelmiş bir Özbek ailenin çocuğu olarak burada doğmuş.  Soğuk savaş koşulları içinde onlar gibi MHP ve Alpaslan Türkeş’in de Sovyet yayılmacılığı ile ve Rus esaretindeki Türklüğün, özgürlük mücadelesine destek veren ABD ve Batılı antikomünist yapılarla konjektürel anlamda ilişkileri kurduğunu hepimiz biliyoruz.  Ruzin Azar da Özbek kökenli bir ABD istihbarat elemanı ve Ankara’da görev yapıyor. Bu dönemde Türkeş dahil birçok siyasetçi ile ilişkileri oluyor.  Enver Altaylı ile çok daha özel ilişkileri var. Altaylı’nın bir Sovyet uzmanı olarak CIA tarafında yetiştirilmesinde rol oynuyor. 1980’den sonra Altaylı Almanya’ya siyasi sığınmacı olarak gidiyor ve orada Avrupa bir süre Demokratik Ülkücü Türk Dernekleri Federasyonun başkanlığını yapıyor. Kısa bir süre sonra Alpaslan Türkeş ve MHP ile yolları ayrılıyor.

   Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra Enver Altaylı Orta Asya’ya yani, anavatanı Özbekistan’a gidiyor. Orada yeni kurulan Özbekistan Devletinde demokratik/milliyetçi muhalif Erk Partisi ve onun lideri Muhammet Salih ile birlikte çalışıyor. Kısa bir süre sonra Özbekistan’ın komünist otokrasi geleneğinden gelme diktatörü İslam Kerimov ülkedeki tüm muhalefeti yasaklıyor, muhalifleri tutukluyor ve tam bir faşist diktatörlük inşa ediyor. Muhammet Salih ve Abdürrahim Polat isimli iki rakip milliyetçi muhalif lider Türkiye’ye kaçıyor. Altaylı’da İslam Kerimov’un hışmından kaçarak kurtuluyor.  Ahad Andıcan da bu sıralarda Muhammet Salih’in Türkiye’deki destekçisi ve İslam Kerimov rejimine sert muhalefet eden yayınlar yapıyor. 1995’lerde Mesut Yılmaz’ın daveti ile Ahad Andıcan ANAP milletvekili ve sonra Devlet Bakanı oluyor. Ve Mesut Yılmaz’ın isteği ile İslam Kerimov ile barışıyor! Bunun karşılığında Muhammet Salih Özbekistan’a verilecektir! İslam Kerimov cumhurbaşkanı Demirel’den Muhammet Salih’in kendilerine teslim edilmesini istediğinde, Demirel “verirsek ne yapacaksın” diyor. Kerimov büyük bir soğukkanlılıkla “öldüreceğim” diyor! Demirel şok oluyor ve diyor ki “bunu ne sen söylemiş ol nede ben duymuş olayım”. İslam Kerimov aynı zamanda ülkesindeki FETÖ yöneticilerini “Muhammet Salih’i Türkiye’den göndermezseniz sizin okulları kapatacağım” diye tehdit ediyor. FETÖ yöneticileri Muhammet Salih’e gelip “seni istediğin başka bir ülkeye hatta istersen Kıbrıs’a gönderelim ve tüm masraflarını biz karşılayalım ama ne olursun Türkiye’den git” diye yalvarıyorlar. Muhammet Salih bunu kabul etmiyor ve Kerimov FETÖ okullarını kapatıyor.

 Özbekistan’a teslim edildiğinde öldürüleceğini anlayan Türkiye, bu riskli teslimi yapmayıp Muhammet Salih’ı Avrupa’ya sürgün ediliyor! Tam bu sırada Enver Altaylı Muhammet Salih’i satarak gidip İslam Kerimov ile anlaşıp barışıyor ve İslam Kerimov’un danışmanı oluyor! Aynı zamanda bizim cumhurbaşkanı Demirel’in de gayri resmi danışmanı. Tam bu dönemde İslam Kerimov Rus mafyası ile para karşılığında anlaşıp Muhammet Salih’e sanırım Finlandiya’da bir suikast tertip ediyor. Ancak Rus mafyası içindeki yer alan antikomünist Çeçen bir lider durumu fark edip suikast planını açığa çıkarıyor! Enver Altaylı bir zamanlar destekçisi olduğu Muhammet Salih’in danışmanı olduğu İslam Kerimov tarafından para karşılığında Rus mafyasına öldürtülmesi organizasyonuna karşın hiçbir şey yapmıyor.

   Enver Altaylı son dönemlerde FETÖ organizasyonu ile birlikte çalışıyor. MİT görevlisi olarak Afganistan’da bulunan ulusalcı/avrasyacı Kâşif Kozınoğlu ile karşı karşıya geliyor. FETÖ örgütünden Kâşif Kozinoğlu’nun etkisiz hale getirilmesini talep ediyor. Bir kumpasla Kâşif Kozınoğlu tutuklanıyor ve cezaevinde şüpheli bir şekilde ölüyor!    İşte kısa bir Enver Altaylı biyografısı!  

                                                                                   19.11.2020