Fransa'da, çoğunluğu Afganların oluşturduğu ve aralarında çocuk ve kadınların bulunduğu düzensiz göçmenler, içinde bulundukları kötü koşullar konusunda hükümete seslerini duyurmak için başkent Paris'in göbeğinde kamp kurdu.

"Dayanışma gecesi" kapsamında birçok derneğin öncülüğünde düzensiz göçmenler Paris'in Republique Meydanı'na gelerek içinde bulundukları kötü koşullar nedeniyle hükümete tepki gösterdi.

Meydanda kamp kuran düzensiz göçmenlerin çoğunluğu Afganlar, kadın ve çocuklardan oluşuyor.

Başkent çetelerin elinde… Başkent çetelerin elinde…

Afganistan Çocukları Derneği Başkanı ve düzensiz göçmenlere yönelik çalışmalar yapan "Requisitions" kolektifin üyesi Reza Jafari yaptığı açıklamada, "Göçmenler derneklerle beraber Paris'teki durumlarının görünür olması için bu eylemi yaptı. (Paris Emniyet Müdürü) Didier Lallement göçmenlerin Paris'te çadır kurmasını yasakladığı için ancak Paris çevresinde çadır kurabiliyorlar. Bu akşam görünmeyeni görünür hale getirmek istedik." diye konuştu.

Bu gecenin dayanışma gecesi olduğunu ifade eden Jafari, Paris Belediyesinin bu gece sokaklarda yaşayanların sayısı belirlemek için bir çalışma yaptığını ve onların işini kolaylaştırmak için meydanda kamp kurduklarını belirtti.

Jafari, düzensiz göçmenlerin Kasım 2020'de de bu meydanda kamp kurduğunu hatırlatarak, "Çok kötü geçmişti ve şiddetliydi. Bu göçmenler polisten korkmuyor. Her gün ve her akşam köprülerin altında yaşam mücadelesi veriyor. Polisler köprülerin altına geldiklerinde çadırları dağıtmaktan, göçmenleri copla dövmekten ve onlara biber gazı kullanmaktan çekinmiyor." dedi.

"İnsan hakları ülkesinde ailelerin köprülerin altında kalması kabul edilemez."

Düzensiz göçmenlerin iltica talebinde bulunduklarını ifade eden Jafari, göçmenlerin temel hakkının barınacak yere sahip olması olduğunu ancak bunun gerçekleşmediğini kaydetti.

Jafari, "İnsan hakları ülkesinde ailelerin köprülerin altında kalması kabul edilemez." yorumunu yaptı.

Düzensiz göçmenlere yönelik polis şiddetine değinen Jafari, şunları söyledi:

"Kasım ayından bu yana polis şiddeti biraz azaldı çünkü çok daha fazla dikkat ediyorlar. Geçen sefer (polis şiddeti) görüntülendi ve dünyanın neredeyse her yerinde yayımlandı. Fransa'nın ve özellikle Paris'in imajı uluslararası düzeyde zedelendi.

(Polisler) Biraz daha fazla dikkat ediyorlar ama köprü altlarında olduklarında ve kameralar olmadığı zaman insanlara biber gazı kullanmaktan ve copla dövmekten çekinmiyorlar. (Polisler) göçmenlerin kullanmaması için yorganlara dahi biber gazı sıkıyor."

Jafari, düzensiz göçmenlerin durumunu sosyal medya aracılığıyla duyurmaya çalıştıklarını ancak zaman zaman bu tür eylemler yapmak zorunda kaldıklarını belirtti.

Düzensiz göçmenlerin adaletsizliğe maruz kaldığını vurgulayan Jafari, bu eylemi düzensiz göçmenlerin talebiyle gerçekleştirdiklerini ve polisin kampı yeniden dağıtmasından endişe ettiklerini söyleyerek, "Düzensiz göçmenler riskin farkındalar ancak korkmuyorlar. Neredeyse her gün köprü altlarında (kötü) muameleye maruz kalıyorlar." dedi.

"Geçen seferki gibi şiddetli tahliye olabilir"

Paris'te birçok otel, barınma merkezi ve spor salonunun göçmenlere uygun olduğunu ancak Lallement'ın onay vermediğini aktaran Jafari, "Geçen seferki gibi şiddetli tahliye olabilir. Görüntülemek ve polis şiddetini görünür hale getirmek için iyi ki buradasınız. İyi ki diğer gazeteciler burada. Göçmenlere göre her gün köprü altlarında kötü muameleye maruz kalmaktansa bir gece buna maruz kalmak daha iyi." diye konuştu.

Paris'in göbeğinde sığınmacılara biber gazı

Fransa'nın başkenti Paris'te 24 Kasım 2020 gecesi, polis, Republique Meydanı'nda çadır kuran çoğunluğu Afgan 500'e yakın sığınmacıyı yaka paça dışarı atmış, biber gazıyla müdahalede bulunmuştu.

İçişleri Bakanlığı, alandaki gazetecilere de şiddet uygulayan polis ve jandarmanın görüntülerinin gündem olması üzerine soruşturma açıldığını duyurmuştu.

Birçok gazeteci, aktivist ve siyasetçi de sığınmacılara desteklerini ifade ederek polis şiddetini kınamıştı.