İstanbul’da Akgün İstanbul Otel’de, “Yalanın Gölgesinde Soykırım” başlığıyla, Doğu Türkistan’daki insan hakları ihlalleri ve Çin yönetiminin propaganda faaliyetlerini esas alan bir basın açıklaması yapıldı. Doğu Türkistan konulu basın toplantısında, Çin’in 2 Nisan’da gösterime giren “The War in The Shadows” filmiyle, Doğu Türkistan üzerinde propaganda ve dezenformasyon çalışması yaptığına dikkat çekildi. Çin’in soykırıma varan insan hakları ihlallerini gizlemek için bu tür çabalara giriştiği vurgulandı.

İstanbul’da 13 Nisan 2021 tarihinde, “Yalanın Gölgesinde Soykırım” konulu Doğu Türkistan basın açıklaması düzenlendi. Uluslararası Doğu Türkistan STK’ları Birliği ve Doğu Türkistan İnsan Hakları İzleme Derneğinin ortaklaşa düzenlediği basın toplantısına; TGTV, İDSB, Doğu Türkistan Maarif ve Dayanışma Derneği, Doğu Türkistan Din Alimler Birliği gibi onlarca sivil toplum kuruluşunun başkan ve temsilcileri ve basın mensupları katıldı.

Basın açıklamasında, önce Doğu Türkistan İnsan Hakları İzleme Derneği Genel Sekreteri Nureddin İzbasar söz aldı. Ardından, İHH Mütevelli Heyeti Üyesi Av. Uğur Yıldırım, Çin’in soykırımına karşı hukuki mücadele konulu bir konuşma yaptı. Daha sonra Uygur Akademisi Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Şevket Nasır, “Çin’in İdeolojik Propaganda Geçmişi ve Yöntemleri” başlığında bir konuşma yaptı.

“DÜNYA, DOĞU TÜRKİSTAN’DAKİ SOYKIRIMIN ÖRTBAS EDİLMESİNE SESSİZ KALMAMALI”

Programda, ilk olarak Doğu Türkistan İnsan Hakları İzleme Derneği Genel Sekreteri Nureddin İzbasar, konuşma yaptı. Çin’in Uygurları dünyaya terörist olarak göstermeye çalıştığını ve propaganda videoları yayınladığını belirten İzbasar, bu videoların tamamen asılsız olduğunu ve Çin’in dezenformasyon yaptığını kaydetti.

“EN AZ 8 MİLYON İNSANIN TOPLAMA KAMPINA ALINARAK TECRİT EDİLDİĞİ GİZLENEMEZ BİR GERÇEKTİR”

Çin’in Doğu Türkistan’daki insan hakları ihlallerini dile getiren Nureddin İzbasar’ın açıklamaları şöyle:

“Çin, Doğu Türkistan’da toplama kampları kurduğunu ilk başta kabul etmemiş ise de BM’nin 2018 senesi Doğu Türkistan’daki Toplama kampında en az bir milyon insanın tutulduğuna dair yaptığı açıklamasından sonra kampları itiraf etmek zorunda kaldı ve bu kampların eğitim kampları olduğunu iddia etmeye başladı. Toplama kampı şahitlerinin anlattıkları ise oranın eğitim kampı değil Nazi tarzı toplama kampları olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Uluslararası bağımsız kuruluşların raporlarına göre Doğu Türkistan’da 1400’den fazla toplama kampının yeri tespit edilmiş durumdadır. Çin’in 2020 senesinde yayımladığı Beyaz Kapaklı Kitabı’nda ise 2013 senesinden 2019 senesine kadar her sene 1,3 milyondan fazla insanın “eğitildiği” kaydedilmiştir. Çin’den sızan belgelerde belirtildiği gibi sadece Çin tarafından kara listeye alınanların değil onların akrabalarının da toplama kamplarına alındığı açıkça bilinmektedir. Bu gerçek göz önünde bulundurulduğunda 2013 senesinden sonra kara listeye alınan herkesin toplama kampına alındığı ya da hapis cezasına çarptırıldığı ortaya çıkmaktadır. Böylece en az 8 milyon insanın toplama kampına alınarak tecrit edildiği gizlenemez bir gerçektir.”

“ÇİN’İN DOĞU TÜRKİSTAN’DAKİ SOYKIRIMI HAKLI GÖSTERMEK İÇİN ÇEKTİĞİ PROPAGANDA FİLMİ”

Etkinliğin ana konularından olan Çin’in propaganda filmi “The War in The Shadows”, hakkında açıklama yapılan basın açıklamasında, 2 Nisan 2021’de yayınlanan filmin, “Çin’in Doğu Türkistan’daki soykırımını haklı göstermek için çektiği bir propaganda filmi” olduğu vurgulandı. Doğu Türkistan İnsan Hakları İzleme Derneği Başkanı İzbasar, filme ilişkin şunları söyledi:

“Filmde Çin Doğu Türkistan’da meydana gelen bazı şiddet olaylarını göstererek Uygur Türklerini terörist olarak göstermeye çalışmıştır. Olaylarda ölen Çinlileri örnek göstererek algı operasyonu yapmaya çalışan Çin, burada 1949’dan günümüze kadar öldürdüğü Doğu Türkistanlılardan hiç bahsetmemektedir. Halbuki Çin, 1949 senesinde Doğu Türkistan’ı işgal ettikten sonra devrim karşıtı, burjuvazi, yerel milliyetçi adı altında çok sayıda Doğu Türkistanlıyı öldürürken, 1967-1977 yılları arasında yaptığı kültür soykırımında yine yüzbinlerce insanı idam etmiş, yüz binlercesi de açlıktan ölmüştür. 1980’li yıllardan sonra artan dinî ve etnik baskılara karşı meydana gelen tüm ayaklanmaları en sert bir şekilde bastırmıştır. 1964-1996 arasında Doğu Türkistan’da sadece nükleer denemeler sonucu hayatını kaybeden Doğu Türkistanlıların sayısı 750.000’i geçmiştir. 1990 Barin’de, 1997’de Gulca’da, 2009 Urumçi’de, 2014 Yarkent’te Çin’in silahlı güçleri tarafından öldürülen Doğu Türkistanlıların sayısı hiç de az değildir. 1986 senesinden itibaren uyguladığı doğumlara yönelik politika ve yasasıyla çok sayıda bebek anne karnından alınarak öldürülürken, Çin’den Doğu Türkistan’a göçmen taşıyan trenler bir gün bile durmamıştır. 2000li yıllardan itibaren Doğu Türkistan’ın kırsal kesimlerinden kadınları Çin’in iç bölgesine zorla taşıyarak yok etmiştir. 2017 yılından itibaren uygulamakta olduğu toplama kamplarıyla birlikte idam ve yok etme politikası durmadan devam etmektedir”

Kremlin'den "ABD'nin Ukrayna'ya destek kararına" sert tepki Kremlin'den "ABD'nin Ukrayna'ya destek kararına" sert tepki