BM Ukrayna İnsan Hakları Gözlem Misyonu basın servisi tarafından, 31 Mart 2021 tarihinde yayımlanan açıklamada, işgalin başından bu yana Kırım’da toplamda 43 kişinin kaçırıldığı bildirildi. BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği tarafından “zorla kaybetme” vakası olarak kayda geçirilen söz konusu kişilerin, işgalci yönetimin kontrolü altında bulunan silahlı grup veya sözde kolluk kuvvetleri görevlileri tarafından kaçırıldığı ifade edildi.
BM İnsan Hakları Gözlem Misyonunun açıklamasında, “Zorla kaybetme vakaları genel olarak kaçırma şeklinde gerçekleştirildi. 43 zorla kaybettirilen kişiden 11’inin bulunduğu yer hala belli değil, bir erkek ise hala hapiste alıkonuluyor.” ifadeleri kullanıldı.
“HİÇ KİMSE ZORLA KAYBETME VAKASI ÇERÇEVESİNDE SUÇLU BULUNAMADI”
Açıklamada zorla kaybetme vakalarının tahmini olarak Kırım Halk Milisi ve Kozak Grupları gibi silahlı gruplar, Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB) görevlileri ve sözde polis tarafından gerçekleştirildiği belirtilerek, “Söz konusu zorla kaybolma vakası çerçevesinde hiçbir insan cezalandırılmadı. Tüm vakaların etkili bir şekilde soruşturulmasına davet ediyor ve zorla kaybetmelerin kişinin akıbeti ve bulunduğu yer bilinmediği sürece devam eden bir insan hakları ihlali olduğunu hatırlatıyoruz.” denildi.
Ayrıca BM Gözlem Misyonu, Kırım’ın işgalci yönetimi zorla kaybetme ve keyfi alıkoyma gibi ihlallerden uzak durma ve kaybolan insanların akrabalarına kaçırma vakaları ile ilgili elde edilen herhangi bilgiyi paylaşma çağrısında bulundu.
ZORLA KAYBETME
Uluslararası insan hakları hukukunda, bir kişinin devlet görevlileri veya devletin görevlendirmesi, desteği veya bilgisi dahilinde üçüncü bir kişi/kişiler tarafından zorla kaçırılması veya hapsedilmesi, ardından bu kişinin akıbeti ve nerede olduğuna dair bilgileri olduklarını reddetmeleri ve böylece mağdurun hukukun koruması dışında bırakılması hali zorla kaybetme olarak tanımlanır.
Bir kişi ‘kayıp’ olduğunda, işkence yapılmış veya öldürülmüş olma ihtimali yüksektir.
Zorla kaybetme uygulamasının yaygın ve sistematik olarak kullanılması insanlığa karşı işlenen bir suçtur.
Daha önce KrımSOS sivil toplum teşkilatı, 6,5 yıldır devam eden Rus işgali boyunca Kırım’da 44 kişinin kaçırıldığını ve kayıp olanlardan 15’inin hala bulunamadığını bildirmişti.
