Bakan Şimşek, "yerel halk" ifadesine açıklık getirdi Bakan Şimşek, "yerel halk" ifadesine açıklık getirdi

Erzincan İliç'te 13 Şubat'ta meydana gelen maden kazasında hala ulaşılamayan 9 madencinin yaşadığı dramın yanı sıra, bölgedeki çevre sorunları da gün yüzüne çıkıyor. Cumhuriyet'ten Sertaç Eş'in haberine göre, maden kazasıyla birlikte ortaya çıkan çevre sorunlarında, Türkiye'nin 2014'te taraf olduğu Minamata Sözleşmesi'ne uyulmadığı belirlendi.

Tıbbi jeoloji uzmanı Dr. Eşref Atabey, İliç'te cıva üretimine izin verilen bir ruhsatın bulunduğunu ve bu durumun Minamata Sözleşmesi'ne aykırı olduğunu vurguladı. Sözleşme kapsamında ülkelerin cıva içeren ürünlerin üretim, ithalat ve ihracatını yasaklamaları gerektiğini belirten Atabey, buna ek olarak çevreye zarar veren atıkların etkin bir şekilde bertaraf edilmesi gerektiğini ifade etti.

Atabey, bölgede sadece siyanüre odaklanmanın yeterli olmadığını, cıva üretiminin de çevre ve insan sağlığı açısından risk oluşturduğunu dile getirdi. Özellikle cıvanın zehirli bir madde olduğunu ve toprak ile suya karışarak besin zincirine zarar verebileceğini belirten Atabey, bölgedeki risklerin sadece siyanürle sınırlı olmadığına dikkat çekti.

Ayrıca, kayaçların işlenmesi sırasında kullanılan kimyasalların yeraltı sularında olumsuz etkilere yol açabileceğini belirten Atabey, bu kimyasalların içerisinde cıva, arsenik, kurşun gibi zararlı maddelerin bulunduğunu ifade etti. Uzman, bu maddelerin uzun süreli maruz kalmanın çeşitli sağlık sorunlarına yol açabileceğini söyledi.

İliç bölgesinin uranyum, asbest, kuvars ve kristobalit mineralleri açısından da tehlike arz ettiğini belirten Atabey, ağır metallerin yaşamsal sağlık sorunlarına yol açma riskine dikkat çekti. Erzincan'daki bu durum, bölgedeki madencilik faaliyetlerinin çevre ve insan sağlığı açısından ciddi bir tehdit oluşturduğunu gösteriyor.